Londra’ya kaç zaman önceden tatil ayarladınız ama pound almış başını gitmiş, 1 İngiliz Sterlini neredeyse 6.5 TL olmaya yolu var diye dert eden Londra’ya gelecek turistlere amme hizmeti vermek görevimdir diyerek Londra’da uygun fiyatlı hatta ücretsiz turistik aktiviteler listemi paylaşıyorum:
1- Portobello Road Market
Londra’ya gelen turistler için bir klasik olan Portobello Road Market ile listeye başlamak istedim. Renkli evleri ile meşhur Notting Hill mahallesinde her Cumartesi günü kurulan ünlü Portobello Road Market’ta saatler geçirebilirsiniz. Yan yana neredeyse yüzlerce standın kurulduğu bu pazar yerinde antikacılar, vintage eşyalar ve koleksiyon materyalleri ön plana çıkıyor. Mesela vintage kürkler, 1900’lerin başından kalma kartpostallar, vintage Burberry trençkot’lar, antika gümüş setleri gibi ikinci el ilginç parçalar bulabileceğiniz gibi aynı zamanda 5-10 pound’luk şallar veya gümüş yüzükler gibi gibi daha klasik şeyler de bulabilirsiniz. Burada birkaç saat geçirip sonrasında da Notting Hill’in sarı-mavi rengagerenk evleri arasında dolaşıp fotoğraflar çekebilirsiniz.

2- Müzeleri gezip kültürünüze kültür katmak
Londra oldukça pahalı bir şehir olsa da en iyi yanı neredeyse tüm müzelerinin ücretsiz olması. Dünyaca ünlü British Museum dahil olmak üzere, Tate, National Gallery gibi birçok önemli eserin sergilendiği müzelerin hepsinin girişi ücretsiz!
Mesela National Gallery’de; Rembrandt, Renoir, Van Gogh gibi isimlerin; Tate Modern’da ise Cézanne, Matisse, Picasso, Dalí, Warhol ve daha birçok usta sanatçının eserlerini görebilirsiniz. British Museum’da ise saatler geçirerek bizim Bergama’dan kaçırılan eserler dahil olmak üzere, Mısır mumyalarını, Rosetta Taşı’nı ve daha birçok tarihi eseri görebilirsiniz.

3- Hyde Park’ta piknik yapmak
Londra’nın en güzel özelliklerinden biri nedir biliyor musunuz? Kesinlikle şehrin ortasında saklanmış birer orman gibi parkları. Özellikle sıcak ve güneşli havalarda herkes bu parklara gidiyor. Aralarında sanırım en güzeli ve en ünlüsü Hyde Park. 150 hektarlık bir alana yayılan bu devasa park içindeki, kocaman göleti ve göletinde yüzen kuğuları ile tam bir huzur noktası. Marketten içeceğinizi, cipsinizi alın ve çimlere kurulun. Piknik yapmak istemeyenler göletin hemen yanındaki kafeye de gidebilir.

Ayrıca içindeki Japon bahçeleri ve tavuskuşları ile Holland Park’a veya yine devasa bir başka park olan Regent’s Park’a da gidebilirsiniz.
Meraklısına not: Parkın içindeki Serpentine isimli gölet tam 16 hektar alan kaplıyor ve 1730 yılında oluşturulmuş. Hem yüzme hem de kürek için kullanılıyor.
4- Little Venice’de kanal boyunca yürümek
Londra’da Little Venice’i duymuş muydunuz? Duymamış olabilirsiniz, şehir merkezinin hemen bir tık kuzeyindeki bu kanallar zaten Londra gibi değil! Adı “Little Venice” (Küçük Venedik) olsa da bence burası kanalları ve üzerindeki tekne evleri ile Amsterdam’ı daha çok andırıyor. Metroda Paddington durağında inerek bi 5-10 dk. yürüdüğünüzde karşınızda Little Venice. Burada Waterside isimli kanal kenarındaki kafede veya kanalın hemen üstündeki bir köprüden doğrudan kanala bakabildiğiniz Café Laville’de güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz. Ya da kahvaltıyı atlayın ve Regent’s Canal isimli bu kanal boyunca yürüyerek önce Regent’s Park’a ve sonrasında bohem bir mahalle olan Camden’a ulaşabilirsiniz.

5- Richmond Park’ta geyikleri görmek
Eğer Londra’ya ilk gelişiniz değilse ve farklı bir şeyler yapmak istiyorsanız sizi Richmond Park’a alalım. Bu devasa parkın Londra’daki diğer parklardan en büyük farkı içinde geyikler olması! (Not: bu parkta geyiklerden dolayı kene çıkabiliyor, dikkatli olun)

6- Thames Nehri kenarında yürümek
Benim Londra’daki en sevdiğim turist gezdirme ve yürüyüş rotalarından biri: Big Ben’in oradan başlayıp karşıdan karşıya London Eye’ın bulunduğu tarafa geçerek nehir kenarında Tate Modern’a kadar yürümek. Southbank denen bu bölge aşırı renkli ve özellikle güzel havalarda aşırı kalabalık oluyor. Southbank Centre’ın hemen arkasında Cuma-Cumartesi-Pazar günleri kurulan yemek pazarından bir şeyler alıp nehrin kenarında atıştırabilirsiniz. Southbank Centre Food Market’ta hem farklı ülkelerin mutfaklarından bir şeyler bulabilirsiniz hem de bir restorana oturup yemek yemekten daha uyguna gelecektir.

7- Sky Garden
Londra’yı tepeden izlemek için The Shard’ın en üst noktasına çıkmak veya London Eye’a mı binmek istiyorsunuz? Boşverin, daha iyisi var: Sky Garden. Uzaktan bir telsize benzediği için “Walkie Talkie” olarak adlandırılan 20 Fenchurch’deki gökdelenin en üst katında 155 metre yükseklikte Sky Garden’dan Thames Nehri ve Londra’yı kuşbakışı izleyebilirsiniz. Burada bulunan restoran veya barlara isterseniz rezervasyon yaptırıp gidebilirsiniz veya sadece manzarayı izlemek için ücretsiz olarak çıkabiliyorsunuz! Burada dikkat edilecek tek nokta: aşırı bir talep ve yoğunluk var, bu yüzden yukarıya çıkış için biletinizi internet sitesinden önceden almanız gerekiyor.

8- Galerileri gezmek!
Sanat severler için Londra gerçekten bir vaha. Müzelere ek olarak çağdaş ve modern sanat sevenler ayrıca Chelsea’deki meşhur Saatchi Gallery ve Bermondsey’deki White Cube Gallery’yi de gezebilirler. İkisi de ücretsiz. Özellikle Saatchi Gallery muhteşem binası ve hemen önündeki meydanda (Duke of York Square) Cumartesi günü kurulan yemek pazarı ile gezmek için güzel bir seçenek.

9- Columbia Road Flower Market
Londra’nın son yıllardaki en popüler yerlerinden biri Pazar günleri kurulan Columbia Road Flower Market. Yine Londra’nın son yıllardaki popüler ve bohem mahallesi olan Hackney’deki bu pazarı çiçek seven herkes ziyaret etmeli. Yüzlerce insan arasında bunalırsanız biraz dolanıp etraftaki dükkanları da gezebilirsiniz, ilginç yerler var. Bu arada genelde canlı müzik yapan sokak sanatçıları da oluyor. 🙂

Bunun haricinde keçi, koyun sevebileceğiniz Hackney City Farm ve çimlerine yayılıp keyif yapabileceğiniz London Fields da buraya çok yakın.
10- Londra’da ucuz akşam yemeği
Londra’da ucuz ama güzel akşam yemeği mi arıyorsunuz? Şehirde nispeten uygun fiyatlı birçok zincir restoran var onların haricinde gitmeniz için Londra’da uygun fiyatlı iki tane süper adres paylaşıyorum:
Flat Iron, güzel ve şık tasarımlı restoranı ile dışardan hiç ucuz bir yer gibi görünmese de 10 pound’luk steak’leri ile sanırım Londra’da fiyat-kalite olarak en uygun fiyatlı nokta. Covent Garden’daki güzel şubesine ek olarak Soho ve Shoreditch’te de şubeleri var. Bu arada kokteylleri bile diğer birçok yere göre çok uygun kalıyor. (Ayrıca muhteşem tuzlu karamelli sundae’leri var)
Diğer önerim ise Soho’da bir Fransız Brasserie’si olan ve kendinizi Paris’teki Quartier Latin’de gibi hissettiren Brasserie Zedel. 3 course’dan oluşan £13.75’lik ve 2 course’dan oluşan £10.50’lik fiks menüleri ile hem bütçe dostu hem de keyifli bir mekan. Ayrıca hem iç tasarım olarak hoş hem de canlı müzik de oluyor, daha ne olsun di mi? 🙂

Bunlar da ilginizi çekebilir:
Londra’da kahvaltı için 5 öneri
Londra’da en iyi 10 rooftop bar
Londra’da 4 günde 4 mutfak
Londra’yı özleten bir yazı olmuş:) Ayrıcak ilk defa gidecekler için de çok güzel öneriler var.
BeğenBeğen
Teşekkürler Dilek, beğenmene sevindim. 🙂
BeğenBeğen
Çok güzel olmuş yazı, ucuza da pahalı bir başkent gezilebiliri gösteriyor 🙂
Flat Iron’ın uygun bütçeli olduğunu da bilmiyordum, iyi oldu öğrendiğim.
BeğenLiked by 1 kişi
Merhaba,
yazınızı çok beğendim. Güzel öneriler, elinize sağlık.
BeğenBeğen
Çok teşekkürler, iyi tatiller! 🙂
BeğenBeğen