Mikonos’ta beach club’ları ikiye ayırabiliriz: bohem ve eller havaya. Nammos, Principote gibi yerler “eller havaya” diye adlandırdığım kategorideki zengin Arapların ve loca kızlarının da bulunduğu mekanlar. Scorpios ve Alemagou ise bir tık daha bohem mekanlar. Mikonos’da gidecek yer çok ama planlarınızı kolaylaştırıp size en iyi beşi sıralıyorum:
Nammos
Nammos, 2003’te açılmış ve happy hourları ile Mikonos’un en ünlü beach club’larından biri. Geçtiğimiz senelerde ise hemen girişinde açılan kocaman “Nammos Village” isimli lüks ve butik AVM kısmı ile “beach club” kavramını apayrı bir boyuta taşımış durumda. Louis Vuitton’dan Gucci’ye bir sürü lüks markanın butikleri ve Londra’da şubeleri olan ünlü sanat galerileri dolu bir alan burası. Sanatçıların enstalasyonlarının sergilendiği bu alandan yürüyerek ilerliyorsunuz beach’e. Bir beach club’ın geldiği nokta olarak oldukça ilginç.


Nammos, 2003’te açılıp adanın en ünlü beach club’larından biri olmuş. Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla bana burası biraz “görgüsüz zengin ve eskort mekanı” gibi geliyordu. Belki 2000’lerin ortasında çok güzeldir de sonradan bozmuştur gibi düşünüyordum, ama arkadaşlarımdan “en eğlendiğim yer Nammos oldu” tarzında yorumlar alınca burayı da programa ekledim. İlk gün yorgun olacağımız için hiç sabahtan plaja koşturmayalım dedik ve buraya doğrudan öğlen yemeğine gittik. Saat 4 gibi öğle yemeği rezervasyonu yapmak ideal, çünkü saat 5 gibi hareketlenmeye başlıyor ve 6 gibi herkes ayaklara kalkıyor.

Öğle yemeği için hem üstü kapalı bir restoran kısmı hem de bahçe tarafı var. Ayrıca ayakta durabileceğiniz bir bar alanı da bulunuyor. Anladığım kadarıyla normalde üstü kapalı olan o restoran kısmı daha popi ama özel bir event olduğu için orayı kapatmışlardı, ama zaten bahçe kısmının ambiyansı daha güzel. Yemeklerin hepsi muhteşemdi ve özellikle “patlıcan milföy”ü kesinlikle sipariş etmeniz gerekiyor. İsterseniz yemek sonrası masanızda da ayağa kalkıp dans etmeye başlayabilirsiniz veya bar kısmına da geçebilirsiniz.

Buranın ününe uygun olarak sonradan görme bir kitle var ama aralarda kaliteli tipler de vardı. Bence Mikonos’a ilk gelişiniz ise adanın en ünlü plajı diyebileceğim Nammos’u bi görmek şart. Ayrıca happy hour’u Scorpios’un vs. aksine daha commercial müzikleri ile baya eğlenceliydi. House/elektro müziğe biraz ara verip saçma sapan eğlenmek istiyorsanız güzel bir seçenek. Bana biraz Solemare’yi anımsattı burası ve denizi de Ayayorgi Koyu’na benziyor zaten.

Scorpios
Adanın en ünlü beach club’larından bir diğeri ise Scorpios. Burası bir “beach club”dan öte bir yer. “Soho House on the beach” olsa olurmuş ama herhangi bir İngiliz vibe’ı da yok.
Kendine has, tarz ve cool bir mekan burası. İki kere gittik ve tek kelimeyle bayıldım.


Evet, servis biraz sıkıntılı ve denizi hiç güzel değil (kayalık bir kıyısı var ve dalgalara açık) ama kitlesiyle, tasarımıyla ve müzikleri ile çok başarılı. Buraya en iyisi akşamüstü 6-7 gibi gelip geceye kadar kalmak. Hem günbatımını izlemek çok keyifli hem de asıl olay buraya gelen iyi DJ’leri dinlemek bence. Programlarını Instagram ve internet sitelerinden paylaşıyorlar, takip etmek lazım. Mesela bizim gittiğimiz Cuma günü Stavroz’un çıkacağını duyduğumuz gibi rezervasyonumuzu Cuma’ya aldık. 🙂 Asıl günü ise Perşembe ve Cumartesileri ama diğer günler de gayet hareketli. Pazartesi günü tekrar gittik ama yine tıklım tıklımdı ve Lübnanlı iyi bir DJ vardı. Pazartesi rezervasyonsuz girdik ama haftasonu için haftalar önceden rezervasyon yapmanız iyi olur.

Alemagou
Alemagou, adanın yeni beach club’larından ve tarzı Scorpios gibi bir tık bohem. Biz buraya gündüz beach rezervasyonu yapmıştık ama neyse ki gelen arkadaşlarımız bizi denizi konusunda uyardı ve planlarımızda değişiklik yaptık. Alemagou’nun denizi taşlık ve ufak bir koy, deniz için güzel değil. Alemagou’ya gelecekseniz akşamüstü partileri için gelin.

Alemagou’nun asıl günleri Çarşamba ve Cuma, o yüzden bu akşamlardan birinde gelmeye bakın. Cuma akşamları o kadar popüler ki, Alemagou yönünde korkunç bir trafik vardı öyle söyleyeim.

Biz yanlışlıkla Cumartesi akşamı gittik ve mekan baya tenhaydı. Mekanın genel olarak bohem bir havası var; Beach of Momo/Before Sunset ve Tulum karışımı diyebilirim. Barında kokteyl içip bir şeyler atıştırdık ve yemek için gelmenizi kesinlikle tavsiye edebilirim. Hem yediklerimiz çok lezzetliydi hem de farklı kokteylleri.

Agia Anna ve Spilia
Peki Alemagou’nun denizinin kötü olduğunu öğrenince ne yaptık? Arkadaşlarımızın tavsiyesi ile Agia Anna Beach’e rezervasyon yaptık. Buranın ismi tanıdık gelmemiş olabilir ve zaten burada plaj partisi yok ama hemen yanındaki Spilia Seaside Restaurant’ı kesin Instagram’dan görmüşsünüzdür.
Agia Anna, uzunca bir plaj ve korunaklı bir koyda yer alıyor. Mikonos’ta gittiğimiz en güzel deniz burasıydı! Pırıl pırıl denizine doyamadım. Mikonos’a bir daha gittiğimde ilk uğrayacağım yer burası!

Rezervasyon yapmadan öğlen 2 gibi gittik ve bol bol şezlong vardı. Deniz kıyısındaki şezlonglar 80 Euro’dan başlıyor, en arkada sırada ise kişi başı 20 Euro’ya kadar düşüyor. Mikonos için daha uygun fiyatlar diyebilirim yani.

Bu koydaki cevher ise Agia Anna’nın yanındaki kayalıklardaki patikadan çıkarak ulaştığınız Spilia Restaurant. Restoran iki kısma ayrılmış: deniz kenarı ve tepedeki teras.

Bizim rezervasyonumuz muhteşem manzarası ile teras kısmındaydı. Burada denize karşı olan bar gibi sandalyelerde manzaraya karşı oturmak en ideali. Gittiğim en iyi manzaralı restoranlardan biri olabilir. Menüsü ağırlıklı olarak deniz ürünlerinden oluşuyor ve yemekler ortalamanın bir tık üstü diyebilirim. Favorilerim deniz ürünlü vermicelli ve güneşte kurutulmuş ahtapot oldu. Buranın asıl olayı zaten bu güneşte kurutulmuş ahtapotu ve taze deniz kestanesi.

Deniz kestanesini, denizden taze taze çıkarıyorlar. Hatta Spilia’nın deniz kenarındaki kısmında oturursanız orada tak tak önünüzde deniz kestanesi çıkarılıp, kesilip, yemeğe hazır hale getirilişini izleyeceksiniz.

Spilia’nın deniz kenarındaki kısmı da güzel ama bana bir tık daha basık geldi. Bu kısmının avantajı 5-6 gibi başlayan partisi. Evet, Mikonos’ta her yerde happy hour partileri var. 🙂 Spilia’nın da böyle coştuğunu bilmeden gitmiştik, güzel sürpriz oldu. Eğer burada da partilemek istiyorsanız alt kısımda rezervasyon yaptırın ama yok, manzaraya karşı keyif yapacağım diyorsanız teras daha iyi. Ya da bizim gibi terasta yemek yiyip içkilerinizle 6 gibi aşağıya inebilirsiniz. 🙂

Principote Panormos
Son günümüzde ise Panormos koyundaki Principote Panormos’a gittik. Principote de adanın yenilerinden ama kısa zamanda popülerleşmiş. Adadaki diğer gittiğimiz yerlerin benzerlerine aslında Çeşme’deki mekanlardan falan da en azından hava veya ambiyans olarak bir aşinalık veriyor ama bana en farklı gelen Principote oldu. Burası devasa bir yer. Girişinden restoranına kadar her detayı çok ihtişamlı. Tasarımı, dekorasyonu vs. muhteşem. İlk girdiğimiz anda arkadaşlarım da ben de mekana hayran kaldık.

Principote daha pahalı olan plajlardan biri – şezlong fiyatları iki kişi için 80 Euro’dan başlıyor ve aynı zamanda Mikonos’ta yediğimiz en pahalı yemek de Principote oldu. Buraya bizim gibi doğrudan yemeğe gidip happy hour’a kalmak mantıklı olabilir.
Burada yediğimiz yemeği hayatımda yediğim en iyi yemekler listesine sokuyorum. Bir kalamar tava vardı, içine hiç yağ çekmemiş muhteşem bir tava yapmışlar. Burrata’sı, dana carpaccio’su muhteşemdi. İsli bir musakka var, zaten sunumuyla gözleri doyuruyor. Kısacası yediğimiz salatanın bile lezzetli olduğu, çok başarılı bir mutfağı var Principote’nin. Buranın en ünlü yemeği ise Instagram’da görmüş olabileceğiniz tatlısı. Birkaç kattan oluşan bu tatlı, bir nevi bizim Laz böreğine benzeyen Galaktoboureko ile milföy tatlısının karışımı gibi. Garsonlar önünüzde tatlıyı kırıp hazırlamaya başlamadan önce kameraları video modunda getirdiğinize emin olun. 🙂


Yemek pahalı olsa da içki fiyatları Mikonos ortalamasına göre makuldü. Şişe şaraplar 30 Euro’dan başlıyor, gerisi için “sky is the limit”. Burada da Nammos ve Spilia’da olduğu gibi bir süre sonra müziğin sesi yükselmeye başlıyor ve herkes sandalyelere çıkıyor. Saat 6 gibi masada oturmayan kimse kalmıyor!
Principote’nin happy hour’unda başta aşırı eğlendik, hatta en eğlendiğimiz yer burası oldu derkeen bir Arapça müzikler başladı anlatamam. Meğer Arap zenginlerin favori mekanlarından biriymiş ve artık biri DJ’e para mı verdi noldu anlamadık bir anda sadece Arapça göbek havaları çalmaya başladı. İlk üç şarkı biz de destekledik ama yarım saatten uzun sürünce çıkmaya karar verdik. Eğer Principote’ye gelirseniz buradan sonra geçmek için başka bir mekan ayarlayın derim. Biz mesela burada Scorpios’a geçtik.

Principote’de beni en çok şaşırtan şey ise butiğinde Eda Taşpınar kaftanları satılması!

Diğer beachler:
Santanna ve Kalua. Santanna, Scorpios’un hemen yanında yer alıyor ve ilginç noktası içinde güneşlenmelik şezlongların bulunduğu havuzu. Happy hour partileri de iyi oluyormuş diye duydum. Yine buraya yakın Kalua da ortamı ile hoş duruyor. Bu arada biz bir gün de Ornos Beach’ten denize girdik, eğer daha sakin ve az para harcayacağınız bir gün olsun derseniz burası da bir alternatif.
Mikonos’a bir sonraki gidişimde herhalde bu beşi arasından bir tek Nammos’u elerim, çünkü bana bir kere gitmek yetti. 🙂
Detaylı Mikonos planları yapmak istiyorsanız Mikonos Rehberi yazıma da bir göz atın derim. 🙂
“Mikonos’taki en iyi 5 beach club&rdquo için 1 yorum