Mikonos’ta minimum zamanda maksimum verim için plan yapmaya hazır mısınız? Alaçatı’ya, Bodrum’a giderken bile nasıl beach, yemek vs. rezervasyonları günler önceden planlayıp hareket etmek gerekiyorsa Mikonos için de en az bir ay önceden hazırlıklara başlamak lazım – ee gidilmesi gereken, görülecek çok yer var sonuçta ve talep yüksek.

Beach clublar
Beach clublar ile başlıyorum, eğer detaylı bilgi isteyen varsa “Mikonos’u En İyi 5 Beach Club’ı” yazısına bekliyorum, burada daha kısa kısa tuttum. Mikonos’ta beach club’ları ikiye ayırabiliriz: bohem ve eller havaya. Nammos, Principote gibi yerler “eller havaya” diye adlandırdığım kategorideki zengin Arapların ve loca kızlarının da bulunduğu mekanlar. Scorpios ve Alemagou ise bir tık daha bohem mekanlar.
Nammos: Adanın en ünlü ve eski plajlarından biri. Geçtiğimiz yıllarda eklenen ve Gucci, LV gibi lüks markaların dükkanları ile uluslararası sanat galerilerinin olduğu “Nammos Village” kısmı ile bir “beach club”dan çok ötesi. Kesinlikle rezervasyon yaptırmanız lazım yoksa ortada kalma ihtimaliniz yüksek. Buraya doğrudan 4 gibi geç bir öğlen yemeğine gelip sonra happy hour’a kalmak en mantıklısı. Saat 5 gibi herkes ayaklarda oluyor. Denizi çok muhteşem değil.

Scorpios: Scorpios da adanın en ünlü yerlerinden biri haline gelmiş durumda. Bohem ve tarz dekorasyonu ile bayıldım! Denizi biraz kayalık ve rüzgara açık ama buraya deniz için gelmeye gerek yok zaten. Doğrudan akşamüstü 6-7 gibi gelmenizi öneriyorum. Asıl günleri Perşembe ve Cumartesi ama haftanın neredeyse her günü iyi DJ’ler çıkıyor. Biz Pazartesi gittiğimizde bile tıklım tıklımdı. Etkinlik takvimini kontrol etmekte fayda var, mesela bizim gittiğimiz Cuma günü Stavroz çıkıyordu.

Alemagou: Adanın bir diğer bohem beach club’ı. Burası Scorpios’a göre çok daha küçük, ve popüler olduğu günleri dışında akşamları tenha olabiliyor. Alemagou’nun asıl günleri Çarşamba ve Cuma. Cuma akşamı adada Alemagou yönünde korkunç bir trafik vardı öyle söyleyeyim. Buranın da denizi muhteşem değil, peki nerenin denizi güzel derseniz bir sonraki öneriye alıyorum sizi hemen.

Agia Anna/Spilia Seaside Restaurant: Güzel bir deniz keyfi istiyorsanız Agia Anna Beach’e gelin derim. Denizi pırıl pırıl, tam sevdiğim Ege denizi. Rezervasyonsuz şezlong bulmanızın rahat olacağı Agia Anna’da fiyatlar da bir tık daha uygun. Burada zaten happy hour partileri olmuyor ama bundan mahrum kalıyorsunuz demek değil bu.

Agia Anna’nın hemen yanında, kayalıkların üzerinde muhteşem bir restoran var: Spilia Seaside Restaurant. Teras ve deniz kıyısında iki ayrı kısmın bulunduğu bu restoranda da deniz kıyısındaki kısımda akşamüstü 6 gibi müzik hızlanıyor ve herkes ayağa kalkıyor. Yani Agia Anna koyunda da partilemekten geri kalmıyorsunuz. 🙂 Eğer biraz kafa dinleyelim derseniz o zaman teras kısmında yer ayırtın. Buranın muhteşem bir manzarası var, koya tepeden bakıyor ve hayatımda gittiğim en iyi manzaralı restoranlardan biri olabilir. Güneşte kurutulmuş ahtapot ve deniz kestanesi buranın alametifarikaları.


Principote Panormos: Son önerim ise Panormos koyundaki havalı Principote. Burası tasarımıyla, dekorasyonuyla çok şık bir mekan ve beni en etkileyen yerlerden biri oldu. Plajı da güzel ama fiyatları çok pahalı. Aynı şekilde burada yediğimiz yemeklerin hepsi kusursuzdu, ve hayatımda denediğim en iyi restoranlardan biri olabilir ama fiyatları pahalı. Giderseniz aklınızda olsun.

Denediğimiz tüm yemeklere bayıldık ama hiç yağ çekmemiş kalamar tavası, trüf kremalı dana carpaccio, isli musakka favorilerim oldu. Buranın meşhur tatlısından da söylemezseniz olmaz, tam Instagramlık.

Yine burada da saat 6 gibi müzik hızlanıyor ve herkes masa-sandalye tepelerine çıkıyor. Baya eğlenceli bir ortamı var ama Arap turistler arasında da çok popülermiş ve kendi şarkılarını aralıksız çaldırmaya başladıkları noktada biz çıkıp gittik. Buradan sonra gitmek için bir yerler ayarlamalısınız. Beni en çok şaşırtan şey ise Principote’nin butiğinde Eda Taşpınar kaftanları satılması!

Diğer beachler: Santanna ve Kalua. Santanna, Scorpios’un hemen yanında yer alıyor ve ilginç noktası içinde güneşlenmelik şezlongların bulunduğu havuzu. Happy hour partileri de iyi oluyormuş diye duydum. Yine buraya yakın Kalua da ortamı ile hoş duruyor. Bu arada biz bir gün de Ornos Beach’ten denize girdik, eğer daha sakin ve az para harcayacağınız bir gün olsun derseniz burası da bir alternatif.

Mikonos gece hayatı:
Mikonos’ta happy hourlardan sonra hala enerjisi olanlar gece çıkmak için mekan arıyorsa merak etmesinler, burada gece hayatı 2 gibi başlıyor!
Londra’da 1’de kapanan mekanlara alıştıktan sonra gece 2’den önce gitmemek lazım diye tavsiye alınan mekanları duymak hoşuma gitmedi değil. 🙂
Astra/ Bonbonniere
Gece 2’ye kadar önden predrink yapmak isterseniz adanın en popüler iki noktası Astra ve Bonbonniere. Bonboniere’i giren kitle ve ortamı uzaktan kestirerek pek beğenmedim, ama bir akşam Astra’ya gittik.
Astra’nın önünde bahçesi var burada oturup bir şeyler içebilirsiniz. İç kısmı ise gece 1-2 gibi baya hareketleniyormuş. Bahçede otursanız bile içeri girip bir bakmanızı tavsiye ederim – tavanı yıldızları andıracak şekilde ufak ışıklarla kaplı. Bu arada Astra’nın içkileri de çok güzel – içtiğim en iyi viski sour’ı burada denedim.

Scarpa
Adanın Little Venice olarak bilinen bölgesi de bir şeyler içmek için çok keyifli. Burada denize karşı yan yana bir sürü bar var. Biz Scarpa’da oturup bir şeyler içtik. Kokteylleri pek iyi değildi ama canlı ortamı ve manzarası ile keyifli bir yer.

Gece için: Void ve Moni
Eğer biraz daha dans etmelik bir yerler arıyorsanız Void ve Moni ise diğer iki önerim. Void’de ünlü DJ’ler çıkıyor, önden programı kontrol edip ResidentAdvisor’dan bilet almanız lazım. Mesela biz oradayken Ame ve Black Coffee çıktı. Bilet fiyatları genelde 50 Euro’dan başlıyor ve çok hızlı tükeniyor.
Moni ise güzel bir gece kulübü ve bizim favorimiz oldu. “Private members club” diye geçiyor ama guestlist’te isminiz olduktan sonra girebilirsiniz veya kapıda biraz zorlayıp deneyebilirsiniz. 2.30-3 gibi kalabalıklaşıp 6’ya kadar devam ediyor. Biz gittiğimizde baya eğlendik ve sonraki akşam tekrar soluğu Moni’de aldık.
Mikonos’ta gece çıkacak olursanız aklınızda olsun, sandalet ile kesinlikle almıyorlar! Kızlar için yine daha esnek olabiliyorlar ama erkekler için sandalet sorun olabiliyor. Astra’da şort ile de almıyorlardı.

Mikonos’ta kahvaltı:
İkisini de deneyemedik ama adanın iki popüler kahvaltıcısı var: biri açai bowl’ları ile meşhur, Ornos Beach’e yakın olan Bowl; diğeri ise otoyol üstünde sapa bir konumda olan ama deniz manzaralı ve pancake’leri ile meşhur Liberty Breakfast Room.

Mikonos’ta akşam yemeği
Akşam yemeği için önerilerde dönüp dolaşıp aynı dört yer var: Interni, Sea Satin, Katrin ve Remezzo.
Hepsi için önden rezervasyon gerekiyor. Biz bir akşam Interni’ye bir akşam da Katrin’e rezervasyon yapmıştık, ama Katrin’e gideceğimiz akşam Scorpios’a gitmeye karar verip yemeği kaçırdık. 🙂
Beach clublarda akşam yemeği
Rezervasyonlar olsa da spontane takılmak tatili güzel kılıyor. Ayrca birçok beach club’ın restoranı normal restoranlar kadar iyi kalitede (hatta daha iyi). Mesela bir akşam yemeğini Scorpios’ta bir akşam da Alemagou’da yedik. İkisinde de meze tarzı paylaşımlık şeyler aldık ve ikisinin de yemekleri çok lezzetliydi.


Eğer Mykonos’a gidenlerin storylerinden izlediyseniz Interni ve Sea Satin baya hareketli yerler ve belli bir saatten sonra mekanlar hareketleniyor. Interni’ye saat 21:30’dan önce rezervasyon yaptırmanızı tavsiye etmiyorum, çünkü iki oturumlu çalışıyorlar ve eğer erken giderseniz saat 11 gibi başlayan “gösteri”yi barda yer kapmaya çalışırken izlemek zorunda kalabilirsiniz.
Interni için “kötü servis ve ortalama yemekler” şeklinde birçok yorum almıştım ve evet gerçekten de öyle çıktı. Buraya ambiyansa ve eğlenceye odaklanarak gitmek lazım. Yediğimiz yemekler güzeldi ama kesinlikle ortalamaydı. Mesela gelen lagos oldukça kuruydu, hatta salata bile ortalama lezzetteydi. Servis de gerçekten kötüymüş, garsonlar aşırı ilgisizdi. Buranın asıl olayı, saat 11 gibi Interni çalışanlarının ellerinde maytaplarla merdivenlerden inip, herkesin aynı anda mendil sallaması. Böyle yazınca garip oldu ama eğlenceli oluyor. 🙂

Diğer gidemediğimiz önerilerden Katrin ise sokak arasında, Alaçatı’daki Asma Yaprağı ve Tuval tadında, tatlı ve şık bir restoran.
Sea Satin/Caprice, Mikonos’un ünlü yeldeğirmenlerinin hemen orada, deniz kenarı bir restoran. Gece bir süre sonra –beach clublarda da olduğu gibi– herkes yemeği bırakıp ayağa kalkıp dans etmeye başlıyor. Masaların üzerine çıkmacalı.
En popüler önerilerden sonuncusu olan Remezzo ise tam olarak bizdeki modern meyhaneler gibi. Taverna usulü yemek, üstüne ayağa kalkıp kopmaca.

Mikonos’ta ulaşım
Mikonos’ta ulaşım konusu tatil öncesi grubumuzdaki ana gündem konularından biriydi. 🙂 Araba kiralamalısınız diyen var, ama malum yok happy hour, yok gece çıkması vs. derken bu bir kişinin içki içmemesi anlamına geliyor. Arkadaş grubunuzda fedakar biri varsa neden olmasın. 🙂 ATV kiralamak da popüler seçeneklerden biri ama yine alkol konusu gündeme geliyor.
Adada taksi sayısı ise çok limitli, taksi duraklarında uzun kuyruklar var ve toplu taşıma da yok gibi bir şey.
Bizim çözümümüz özel transfer oldu. Hem kaldığımız otel uygun fiyatlara transfer sağlıyordu hem de bir arkadaşımız her yaz kullandığı bir şoförün numarasını paylaştı. Genelde yarım saat önceden haber verince her yere geliyorlardı ve genelde her yöne €25 gibi sabit bir fiyat var. Hem taksiden daha uygun hem de taksi kuyruklarında beklemeye gerek kalmıyor.
Açıkçası niye bu kadar çok “araba kiralamalısınız” önerisi gelmişti hiç anlamadım. Mikonos’ta rahatça gezmek için en iyi seçenek özel transfer diye düşünüyorum. Bu arada Aegean Taxi isimli, yalnızca Mikonos, Paros ve Santorini’de geçen mobil uygulama da faydalı olabilir.

Mikonos’ta nerede kalmalı?
Kesinlikle “Mykonos Town” diye geçen şehir merkezinde kalmalısınız. Öncelikle güzel restoranlar ve gece hayatı hep bu şehir merkezinde, o yüzden gece otele nasıl dönsek vs. gibi dertleriniz olmadan rahatça yürüyerek dönmek en ideali. Biz, merkeze pek de uzak olmayan, Ornos Beach’te kaldık. Blue and White Suites diye airbnb/apart otel karışımı bir yerdi. Otel sahibesi Maria aşırı yardımsever ve tatlıydı. Kendisi aynı zamanda Fahri Brezilya Konsolosu, bu yüzden otelin girişinde bir Brezilya bayrağı var. 🙂
Dubleks odada dört kişi çok rahat kaldık ve içinde çamaşır makinesinden şampanya kadehlerine, hatta Nespresso makinesine kadar her şey mevcuttu. Ayrıca Ornos Beach’e iki adım mesafede bulunuyordu. İsterseniz sabah denize bir dalıp sonra odaya dönün, öyle rahattı. Ama akşamları merkeze git gel vs uğraşmaktansa bir sonraki sefer direkt merkezde bir oteli tercih ederim. Eğer kalabalık gidiyorsanız villa tutmak da keyifli olabilir tabii.

Mikonos’ta kaç gün kalmalı?
Adanın tadını çıkarmak ve özellikle ilk gidişinizde ana yerlere gitmek için en az üç gün kalmak gerekir diye düşünüyorum. Biz dört gün kaldık ama bir gün daha olsa çok daha güzel olurmuş. Hem gece çıkalım hem gündüz denize girelim diye koştururken tabii son gün hasta düştük. 🙂 O yüzden rahat rahat gezmek için zaman ve bütçe açısından sorun yoksa bir hafta bile çok rahat geçer.

Mikonos’a ne zaman gidilir?
Sezon Mayıs sonu açılsa da, anladığım kadarıyla adanın hareketlenmesi Haziran sonuna denk geliyor ve Temmuz ayında zirveyi görüyor. Biz 2 Ağustos’ta gittiğimizde adanın artık boşalmaya başlayacağını falan söyleyenler olmuştu ama boş hali buysa dolu halini görmeyelim zaten. 🙂

Mikonos’a nasıl gidilir?
Atlas Global’in İstanbul’dan direkt Mikonos’a uçuşları var ama çok çabuk tükeniyorlar. Adaya saat 5 gibi iniyorlar, aslında Cuma akşamından adaya bir başlangıç yapmak için ideal. Biz Cuma gününü kaçırmak istemedik o yüzden İstanbul’dan Pegasus ile Atina’ya uçup, Atina’dan SkyExpress diye bir havayolu ile Mikonos’a geçtik. Atina’dan Mikonos’a uçuş 40 dk. gibi çok kısa bir süre. Atina’dan feribot ile de Mikonos’a gidilebilir ama 4-5 saat gibi uzun sürelerden bahsediyoruz.
Bu arada son olarak plan yaparken bana çok yardımcı olan ve çok eğlenceli bir şekilde Mikonos’u anlatan Urban Melody’nin yazısına da bir göz atmanızı tavsiye ederim.
“Mikonos Rehberi&rdquo için 1 yorum