San Sebastian – Bask Bölgesi (II)

Bask Bölgesi’nin ikinci büyük ama en güzel şehri San Sebastian! Baskça ismiyle Donostia’ya adım attığımız andan itibaren bayıldım. Şehir küçük ama düzenli. Belki Bask bölgesinden olmasından, belki eski kraliyet şehri olmasından ya da okyanus kıyısında yer almasındandır, nedenini çözemedim ama tamamen kendine has bir havası var.

Bu yıl Avrupa Kültür Başkenti seçilen San Sebastian’ın ünlü olduğu üç şey; meşhur San Sebastian Film Festivali, dalga sörfü vee gastroturizm! San Sebastian, dünyada Japonya’da Kyoto’dan sonra en çok Michelin yıldızlı restoranın bulunduğu şehir. Ayrıca Bask mutfağının kilit olayı olan pintxos da San Sebastian’ın en önemli kültürel değerlerinden. Burada üç öğün pintxos yiyerek zaman geçirebilirsiniz. 🙂

Kısacası San Sebastian ve Bilbao ile beraber Bask bölgesi her yıl modern sanat, sinema ve yemek meraklılarını kendisine çekiyor. Daha güzel bir üçlü olabilir mi!

San Sebastian küçük ama neredeyse 1000 yıllık bir şehir. Bana “eski şehir” (old town) kısmı ile -sanırım dar, taş sokakları ile bir ortaçağ havası vermesinden ve de bu sokakların limana açılmasından dolayı- Dubrovnik’i anımsattı mesela. Ama aynı zamanda eski şehrin hemen dışında gelişmiş olan nispeten “yeni kısım” sayılabilecek yerlerde de sanki bir Fransız esintisi var. Bunda 1700’lerde Fransız işgaline uğramasının etkisi de olabilir. Şehri 1800’lerde İngiliz ve Portekiz güçleri Fransızlardan kurtarmış ama her yeri de yakmışlar. Ama asıl altın dönemi bundan sonra başlamış. Kraliçe II. Isabella burayı yazlık şehir olarak kullanmaya başladıktan sonra, kraliyet ailesi ve aristokrat çevreyi San Sebastian’a çekmiş. Böylece şehir resmen küllerinden doğmayı başarmış.

Peki San Sebastian’da nereler görülmeli/neler yapmalı?
1- La Concha Plajı! Şehrin merkezinde, boylu boyunca uzanan geniş kumsalı ile La Concha Plajı, etrafındaki mimarinin de etkisiyle, fazlaca büyüleyici bir atmosfer sağlıyor. Özellikle akşamları heybetli sokak lambalarının ışıkları ve okyanustan gelen rüzgar ile çok farklı bir etki yarattı bende. Akşam kesinlikle burada bir yürüyüş yapmalısınız.

2- Old Town’da pintxos turu. Eski şehir kısmının birbirini kesen daracık sokakları arasında saklı bir sürü pintxos barı arasından seçim yapmak çok zor! (aşağıda önerilerimi daha detaylı sıraladım)

3- Michelin yıldızlı restoranlarda gurme keyifler. Yukarıda bahsettiğim gibi San Sebastian, dünyada Japonya’da Kyoto’dan sonra en çok Michelin yıldızlı restoranın bulunduğu şehir. Biz Bilbao’da deneyimlediğimiz için ve de aylar önceden planlama gerektiren uzun rezervasyon bekleme listelerini aşamadığımız için burada bu deneyimi yaşayamadık fakat en önemli yerleri aşağıda yemek önerilerim arasında sıraladım.

4- La Concha Plajı ve denizi karşınıza alarak baktığınızda sol tarafta yer alan tepe olan Monte Igueldo’ya çıkmak! Buraya 1912’den beri aralıksız çalışan tarihi füniküler ile çıkılabiliyor. La Concha Plajı ve San Sebastian’ın manzarasını izlemek istiyorsanız listenize ekleyin. (Ayrıca o tarafta bulunan evler çok etkileyici)

5- Old town kısmının yukarısında bulunan Castillo de la Mota’dan da benzer bir manzara izleyebilirsiniz fakat buraya yürüyerek çıkmak gerekiyormuş. Tripadvisor dahil olmak üzere birçok yerde Monte Igueldo öneriliyor fakat bol zamanımız var, her yeri görelim, biraz da trekking yapalım farklı bir şeyler yapalım derseniz alternatif olarak bulunsun.

6- Nehrin öteki tarafına geçtiğinizde karşınıza çıkan La Zurriola Plajı’nda (Playa La Zurriola) yamaç paraşütü ve dalga sörfü yapanları izleyin. Hatta zaman bulursanız birkaç ders alarak siz de deneyin! Bizkay Körfezi’nin kıyıları boyunca uzanan neredeyse tüm plajların ortak özelliği geniş kumsalları ve de rüzgara açık halleri ile dalga sörfüne elverişli olmaları. Fransa’nın Bask Bölgesi’nde kalan Biarritz’de de sahne San Sebastian’dakine benzerdi; hafif puslu havaya rağmen ellerinde sörfleri ile dalgalar ile boğuşan sörfçüler. Uzaktan tablo gibi görünüyor.

San Sebastian dünyadaki önemli sörf merkezlerinden, özellikle yaz aylarında buraya gelirseniz birkaç saatinizi bu sporu denemeye ayırmak keyifli bir anı olabilir.

Neler yemeli içmeli?

Bask Mutfağı üzerine daha detaylı bir yazı yazacağım fakat şunu söylemeliyim ki San Sebastian’da iki gün boyunca restoran restoran gezip yemek yemek bile başlı başlına yeter de artar! Hatta yemekler için tekrar tekrar bu şehre gidilebilir.

Bask’ların tapas’ı diyebileceğimiz küçük atıştırmalıklar olan “pintxos”ları tatmak için şehrin old town kısmında birçok seçenek var. Pintxos bar diye geçen ve old town’ın dar sokakları arasında sıra sıra dizili olan bu restoranlara girdiğiniz gibi bar tezgahının üzerinde tabak tabak taze pintxos çeşitleri karşılıyor. Çoğu ekmek üzerine birkaç çeşniden oluşuyor ve genelde deniz ürünü veya “jamon” (domuz jambonu) türevlerinden oluşuyor. Benim tavsiyem bu barları sıra sıra gezip kendi zevkinize gore karar vermeniz hatta “pintxos bar crawl” şeklinde bir bardan ötekine geçerek bir şeyler atıştırıp durmanız, fakat en meşhur ve güzelleri:

Casa Alcalde (Calle Mayor) – Burası nispeten daha az ünlü bir yer ama bol bol çeşitleri ile bizim gönlümüzü çeldi ve bu yüzden iki kez geldik. Denediğimiz her şey güzeldi ama özellikle ahtapotlu ve enginarlı olanlara bayıldım.
Portaletas (Calle Puerto 21) – Burası 2015 yılında “En Iyi Pintxos Bar” seçilmis ve hatta Ayhan Sicimoğlu da programında tanıtmış ama bana “overrated” geldi. Denediğimiz daha sokak arası veya salaş yerlerde daha çok seçenek vardı. Bu arada Ayhan Sicimoğlu’nun programının etkisi olsa gerek – San Sebastian’da o sırada bulunan toplam 20 Türk var ise, 20’si de o akşam oradaydı herhalde.
La Vina (Calle 31 de Agosto 3) – Cheesecake’i kendi hazırladıkları özel peynir ile yapıyorlar.
Bar Nestor (Calle de Pescaderia, 11) – Ufak bir yer ve çok meşhur olduğu için içerideki kalabalıktan giremedik.
Ganbara (Calle San Jeronimo 21) – Kızarmış kuşkonmaz ve istiridye için.
Txepetxa – ançuezli pintxosları çok güzel

San Sebastian pintxos kadar Michelin yıldızlı restoranları ile de cok meşhur. Aylar öncesinden rezervasyon gerektiren bu restoranlar yoğun talepten dolayı kişi başı 100-150 Euro civarı depozito istiyorlar, bu nedenle çok sıkı plan yapmak gerekiyor. En meşhurları: güzel bahçesi ile binası da bir sanat eseri gibi olan Mugaritz, Arzak, Akelarre, Berasategui. Ayrıca bizim gitme fırsatımız olmadı ama San Sebastian’ın 20km kadar doğusundaki bir balıkçı kasabası olan Getaria’da Elkano isimli Michelin yıldızlı deniz mahsulleri lokantasının da kalkan balığı çok güzelmiş.

Michelin yıldızlı olmayan ama geleneksel yemekleri yiyebileceğiniz şık bir lokanta arıyorsanız ise: Asador Javier, Ardandegui, Ondarreta, La Zurri tavsiyeler.

Ayrıca biraz daha modern bir mutfak arıyorsanız, Chin Chin isimli restorana iç tasarımı ve sunumu ile bayıldım.

Bu arada buradayken bol bol txakoli (çakoli diye okunuyor) içmenizi tavsiye ediyorum. Genç ve yüksek asitli bir nevi şarap olan txakoli çok hafif ve pintxosların yanına çok yakışıyor.

Bu arada bir akşam açıkhavada bir şeyler içmek isterseniz, yine old town kısmında bulunan Plaza de la Consituticion’daki Gott isimli bar meydana masalar koyuyor. Burada bir sangria veya aperol ile biraz keyif yapabilirsiniz.

Eger Bask tatlılarını tatmak istiyorsanız old town’a gelmeden ana cadde olan Ijentea Kalea uzerindeki Pasteleria Oiartzun adresiniz olmalı. Burada çok güzel yerel tatlılar, kurabiyeler var. Özellikle Bask pastası denen “Pastel Vasco”yu burada tadabilirsiniz.

Nerede konaklamalı?
Wyndham Hotel Group bünyesindeki (aslen bir İspanyol otel zinciri olduğundan İspanya’da bol bol bulunan) TRYP markasına ait otelde konakladık. TRYP San Sebastian Orly Hotel, şehirdeki dört yıldızlı nadir otellerden ve de hemen meşhur La Concha plajına iki adım yürüme mesafesinde.
TRYP markası aslında kendisini “millenial-friendly” bir marka olarak konumlandırıyor ve hatta mottoları da “Own the city”. Bu paralelde otel odasından iceri girdiğinizde aynada ruj ile yazdıkları sevimli notlar ya da jelibon kutuları gibi sempatik detaylar ile sizi yakalamayı biliyorlar. Biraz eski bir otel ama yeri cok merkezi.

La Concha Plajı’na nazır, görkemli tarihi binası ile Hotel de Londres y de Inglaterra oteli de güzel ama daha pahalı bir alternatif olabilir. Şehrin kraliyet dokunuşunu yansıtan bir otel.

Nasıl gidilir?
Aslında San Sebastian’ın biraz dışında yer alan Michelin yıldızlı restoranları da hakkını vererek denemeniz açısından Bilbao’dan araba kiralayarak gelmeniz en iyi çözüm olabilir.

Fakat bizim de tercih ettiğimiz gibi Bilbao’dan otobüs ile San Sebastian’a gelebilirsiniz. Neredeyse saat başı Alsa ve Pesa firmalarının şehirlerarası otobüsleri kalkıyor, bizim Varan/Ulusoy benzeri; kişibaşı 3.50 Euro tutuyor ve yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Şehir çok büyük olmadığından merkeze taksi ile 5 Euro civarı tutuyor.

Ne zaman gidilir?
San Sebastian’ı ziyaret etmek için ideal zaman havaların sıcak ve güneşli olduğu Mayıs-Eylül arası dönem. İspanya’nın kuzeyinde bulunduğu için sezon biraz daha kısa ve zaten deniz kenarında geniş kumsalları ve dalga sörfü ile meşhur bir şehir olduğu için yazın hareketli zamanında denk gelmenizi tavsiye ederim. Biz Mayıs sonu-Haziran başı gittiğimiz dönemde sezon daha yeni yeni başlıyordu ve hem yağmurlu hem güneşli havasını görmüş olduk. Yağmurlu havada da çok güzel ve kışın bile bu şehri ziyaret edebilirim ama güneş açtığı anda bambaşka bir çekiciliği oluyor. Bu arada Eylül ayında San Sebastian Film Festivali zamanı gelmek de oldukça keyifli olabilir.

PS: Sizce de Baskça ismiyle Donostia, Latince bir isim gibi değil mi?

Bunlar da ilginizi çekebilir:
Bilbao – Bask bölgesi (I)
Bask Bölgesi ve Gastronomi (III)