Hong Kong’a giderken karşıma çok gelişmiş, bilimkurgu filmlerinden fırlamış gibi bir şehir çıkacağını düşünüyordum. Anlatılanlardan, fotoğraflardan öyle bir beklentim vardı. Özellikle birkaç kişiden Singapur’dan daha gelişmiş bir şehir gibi yorumlar alınca merakım iyice artmıştı. (çünkü benim kanaatimde Singapur gördüğüm en gelişmiş şehirlerden biri)
Peki gördükten sonraki düşüncem ne mi oldu? Sanırım en hayalkırıklığına uğradığım şehirlerden biri Hong Kong. Tatile beraber gittiğim arkadaşım Cansu ile beraber sürekli “kesin çok güzel yerler vardır ama bulamadık” ruh halindeydik ama Hong Kong’dan dönerken hala pek bulamamıştık. 🙂
Şehre gece indik ve aslında havaalanından şehir merkezine doğru akşam karanlığında tüm gökdelenlerin ışıkları ile ilerlerken şehir çok etkileyici! İlk anda daha önce gördüğüm hiçbir yere benzetemedim bile. Gerçekten söylenildiği gibi bilimkurgu filmlerinden fırlamış havası var ve arabayla geçerken art arda yükselen gökdelenlere hayranlık içinde bakakalıyorsunuz. Ama ta ki güneş çıkana kadar! Gündüzleri şehir -özellikle Kowloon tarafı- resmen makyajını çıkarmışcasına benim “Grand Mecidiyeköy” demeyi uygun gördüğüm haline kavuşuyor. Hong Kong’la ilgili daha kapsamlı gözlemlerim ve şehir ile ilgili bilgiler bu post’tan sonra paylaşacağım “Hong Kong ile ilgili 10 bilgi” yazısında olacak.
Hong Kong’da yapılacak 10 şey ise burada:

1- Star Ferry ile Kowloon’dan Central’a geçmek
Hong Kong, İstanbul’a benzetilebilecek bir şekilde iki yakadan oluşuyor: Kowloon yarımadası ve finansal merkezi olan Central bölgesinin de bulunduğu Hong Kong adası. Ve bu iki yaka arasında bizim Şehir Hatları vapurları benzeri Star Ferry gidip geliyor. Tavsiyem her akşam saat 20.00 sularında yapılan ışık gösterisini izlemek ama asıl şehrin akşamları etkileyici olan haline tanık olmak için Star Ferry ile Kowloon tarafındaki Tsim Sha Tsui’den Central tarafına geçmeniz. Işıl ışıl gökdelenlere bakarak Victoria Harbour’ı geçerken dünyanın bir ucunda olduğunuz düşüncesiyle hayran kalıyorsunuz.

2- Central bölgesinde kaybolmak
Hong Kong adası üstündeki Central Disctrict; şehrin finansal merkezinin bulunduğu, Bank of China, International Finance Center, HSBC gibi kurumların headquarter’larının olduğu bölge. Bunun yanı sıra bir sürü alışveriş merkezi ve otel de var. Ve bunların hepsini hiç yer seviyesine inmeden gezebilirsiniz!
Nasıl mı? Şöyle ki şehrin bu bölgesi iki katmandan oluşuyor gibi. Yeryüzü seviyesi ve onun iki üst katındaki üst geçitlerden oluşan ikinci kat. Biz tesadüfen arkadaşımın listesindeki bir mağazayı bulmak için Queensway Plaza‘nın içine girdik ve giriş o giriş. Mağaza meğer o alışveriş merkezinde kapanmış fakat biz farkında olmadan aranırken meğer iki bina ileriye gitmişiz! O anda fark ettik şehrin bu kısmı üst geçitler ile tamamen birbirine bağlı. Hatta bazı geçitlerde yönlendirmeler var şu yol o binaya bu yol öteki binaya gider gibi. Burası ile ilgili bir baska ilginç nokta da lüks markaların adım başı devasa mağazalarının olması. Chanel, Prada, Louis Vuitton ne ararsaniz. Sizin de rastgele bir binadan gidip kendi kendinize kaybolarak gezmenizi tavsiye ederim.

3- Farklı yemekler tatmak
Hong Kong, gurme ruhlu insanlara yemek kültürü konusunda güzel şeyler vaat edebilen bir şehir. Hem sokak arabalarından çeşit çeşit street food tadabilir, hem dünyanın en ucuz fiyatlı Michelin yıldızlı restoranı diye bilinen Tim Ho Wan gibi yerlerde dim sum’ların tadını çıkarabilir hem de Yum Cha gibi şehrin lüks bölgelerinde deneysel hatta “instagramsal” dim sum’lar tadabilirsiniz. Hong Kong’da yemek ile ilgili ayrı bir post gireceğim. 🙂
4- Mong Kok gece pazarında pazarlık yapmak
Şehrin Kowloon tarafında bulunan, Ladies Market gibi çeşitli pazarların bulunduğu Mong Kok semtine uğrayın derim. Buradan güzel hediyelik eşyalar alabilirsiniz ama pazarlık yapmayı unutmayın. Fiyatları %50 indirebilirsiniz 🙂

5- Nathan Road’da yürüyüp Mecidiyeköy’ün ne kadar güzel olduğunu fark etmek
Yine Kowloon bölgesinde bulunan çeşitli mağazaların bulunduğu neredeyse 3.6 km uzunluğunda Nathan Road diye bir cadde var. Biz “hem şehri görmüş oluruz” düşüncesi ile en başından başlayıp bitiş noktası olan Tsim Sha Tsui bölgesine kadar tüm caddeyi yürüdük. Enteresan oldu ama tavsiye edebileceğim bir şey olmadı! Bu cadde boyunca yürürseniz Kowloon bölgesi için niçin Grand Mecidiyeköy dediğimi anlarsınız. Hem estetik hem kalabalık açısından! Bir ara hatta kalabalıktan fena oldum diyebilirim. Nathan Road’u sağlı sollu kaplayan binalar ve de kaldırımlardaki bitmeyen kalabalık, binaları ile Aksaray’ı; kalabalığı ve düzeni ile de İstanbul’un en keşmekeş yeri olduğunu düşündüğüm Mecidiyeköy’ü özletiyor. Şehri görmek açısından enteresan bir deneyim olabilir.
6- Gece şehri Victoria Peak’ten izlemek
Gündüzleri şehrin bazı yerleri yer yer Aksaray, Bağcılar tadında olsa da bu şehrin gece görüntüsü gerçekten çok güzel! Ve bu görüntüyü izleyebileceğiniz en güzel yerlerden biri de Victoria Tepesi. Burada The Peak diye bir alışveriş merkezinin en üst katında seyir terası var. Buraya çıkarak tüm şehri ayaklarınızın altında izleyebilirsiniz. Eğer manzarayı daha uzun, doya doya izlemek isterseniz ise aynı AVM’deki restoranlarda cam kenarında oturup izlemeyi tavsiye ederim. Biz Amerikalı bir zincir olan ve envai tür karides cesidi Babba Gump‘ı tercih ettik, tavsiye ederim.

7- Dünyanın en yüksek barı olan Ozone’dan şehri izlemek
Yine şehrin gece halini güzelce izlemek için bir tavsiye. Ritz Carlton’ın en üst katında yer alan dünyanın en yüksek barı olarak bilinen Ozone’da birer kokteyl eşliğinde manzarayı izlemek. Ne yazık ki listemde olup gidemediğim bir madde oldu, ben yaptım siz yapmayın. 🙂

8- Man Mo Tapınağı’na gidip tütsü yakmak
1847’de yapılan ve Hong Kong’un en eski tapınağı olan Man Mo tapınağına gitmenizi ve orada tütsülerden yakmanızı tavsiye ederim. İçeride tavana kadar her yerde tütsüler var ve genel kilise ve camilere alışmış bünye için oradaki atmosfer oldukça enteresan. Hem böylece Taoizm inancına ait bir tapınağı da görmüş olacaksınız. Central bölgesinde Hollywood Road üzerinde.

9- Canton Road’da dolaşmak
Nathan Road’da saatler geçirip kültür şoku içindeyken, Hong Kong’da lüks alışverişin nerede olduğunu sorgulayabilirsiniz. İşte bunun yanıtı Tsim Sha Tsui’de Kowloon Park’i geçince Nathan Road’un paraleli olan Canton Road’da! Burada H&M, Uniqlo gibi markaların flagship store’larını içeren Harbour City gibi çok katlı AVM’lerin yanı sıra, ünlü lüks markaların devasa flagship store’ları var. Adım başı Prada, Gucci, Chanel hatta Hermes’nin önünde 20 dakikalık bir içeri giriş sırası vardı. Bu yolun sonunda 1881 Heritage isimli çok güzel bir alışveriş merkezi var. Alışveriş merkezlerini sevmeyen bünyeme oldukça güzel geldi.

10- Büyük Buddha’ya gidip turistik listeye bir tick atmak
Şehrin dışında, havaalanına yakın Lantau Adası’nda bulunan üyük Buda heyeklini eğer zamanınız olursa ziyaret edin. Tarihi olduğunu düşünüp 1993’te yapıldığını öğrenince biraz hayalkırıklığına uğramadım değil ama dünyanın en büyük Buda heykeli ve de gidip gördüğünüze değiyor. Yalnız buraya gitmek pek kolay değil. Öncelikle havaalanının bulunduğu yere kadar gitmeniz ve ardından önce bilet sırasına sonra da Büyük Buda Heykeli’nin bulunduğu yere giden teleferiğin sırasına girmeniz gerekiyor. (toplam yaklaşık bir saat sıra bekleyebilirsiniz) Teleferik ile yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra iniyorsunuz ve kısa bir yürüyüşün ardından sizi tırmanmak için 200 kadar basamak bekliyor. O gün spor ayakkabılarınızı giyseniz iyi olur!

Büyük Buda’nın içinde bir ayin alanı var Budizm inancına sahip kişiler için burası Hong Kong’da önemli bir alan. Büyük Buda’ya çıkıp etrafında dolandıktan sonra 1906’da budist rahipler tarafından yapılan Po Lin Tapınağı ve Wisdom Path isimli alanı gezebilirsiniz. Ozellikle Po Lin Tapınağı’nın içi çok etkileyici. Ayrıca Büyük Buda’dan teleferiğe giden yol üzerinde çok güzel bir hediyeli alışveriş alanı var. Hong Kong’da alışveriş için en keyif aldığım yerlerden biri oldu. Zaten burası ruhani bir yerden ziyade turistik bir yer. Bu arada öğleden sonra giderseniz daha az bilet ve teleferik kuyruğuna denk gelebilirsiniz, sabahları çok kalabalık oluyormuş.
Bonus öneriler:
- Günübirlik Macau’ya geçmek: Hong Kong’un komşu özerk bölgesi olan Macau’ya günübirlik birçok gezi mevcut. Burası eski bir Portekiz kolonisi olduğundan dolayı Asya’daki “Küçük Portekiz” diye anılan enteresan bir yer. Günümüzde kumarhaneleri ile meşhur ve de Asya’nın Las Vegas’ı olarak geciyor. Bizim zamanımız anca Hong Kong’a yeteceginden gitmeye zaman olmadı ama uzun zamanı olanlara tavsiye.
- Outlet shopping: Büyük Buda’dan çıktıktan sonra Lantau’da bulunan Citygate Outlet‘i tavsiye ederim; Armani’den Kate Spade’e birçok lüks markanın ürünlerini çok uygun fiyatlara bulabilirsiniz.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
9 adımda Hong Kong hakkında bilmeniz gerekenler
Hong Kong’da yemek için 7 öneri
Mecidiyeköy benzetmesine iyi güldüm 🙂 Hong Kong benim değil de eşimin merak ettiği bir yer. Her sene bütçe yoklaması ile birlikte bir hevesle biletlere bakar. O sene geldiğinde yazın bizim için rehber olacak. O rotalar için benim beklentim hep düşük, o yüzden bundan daha fazlasını yapamayız gibi geliyor 🙂
BeğenBeğen
Eğer giderseniz kesinlikle Singapur gibi yine aynı coğrafyada bir yerler ile bağlayın yoksa tek başına Hong Kong biraz sıkıcı olabilir 🙂
BeğenBeğen
Pingback: Hong Kong’da yemek için 7 öneri – Emre Onar
Pingback: 9 adımda Hong Kong hakkında bilmeniz gerekenler – Emre Onar
Hong Kong en sevdigim sehirlerden biri . Yillar once gitmistim en cok hosuma gidense her keseye uygun yeri bir arada bulabilmeniz.
BeğenBeğen