Kuzguncuk’ta yapılacak 10 şey

Havalar güzelleştikçe İstanbul’dan uzaklaşmak mı istiyorsunuz? Aslında çok uzaklara gitmeden şehrin içinde de mini-keşif rotaları yapabilirsiniz, mesela Kuzguncuk’u keşfedebilirsiniz.

Kuzguncuk’u ilk olarak yıllar önce lisede yapmış olduğumuz alakasız bir sınıf gezisiyle gitmiştim ve bundan iki sene öncesine kadar açıkçası hiç yolum düşmemişti (hatta itiraf etmek gerekirse pek aklıma da gelmemişti). Gezmeyi ve farklı yerler denemeyi seven insanları takip ediyorsanız Instagram’ın olumlu yönleri de olabiliyor işte. 2016 gibi yavaş yavaş Instagram’da güzel şehir fotoğrafları paylaşan insanların hesaplarında tıpkı Balat gibi Kuzguncuk fotoğrafları da dikkatimi çeker olmuştu. Böylece seneler sonra 2016’da tekrar gittim ve blogda yazdım yazacağım derken sonrasında en az beş kez daha gidecek kadar da hoşuma gitti. : )

Öncelikle Kuzguncuk resmen İstanbul’un içinde bir vaha. Umarım bozulmaz ve 2018 İstanbul’undan bir mucize sayılabilecek mahalle ruhunu ve dokusunu korumaya devam eder. Eski İstanbul’un, Anadolu Yakası’nın ve bir Boğaz köyünün havasını alabildiğiniz, şehrin bu kadar içinde olup sanki Burgazada veya Heybeliada gibi bir hava verebilen bir mahalle kesinlikle. Sanırım bunda, aynı sokak üzerindeki cami, sinagog ve Rum ve Ermeni kiliseleri ile, artık bir nostalji olarak kitaplarda yerini almış olan İstanbul’un kozmopolitliğini anımsatması veya cumbalı sıra sıra evleri veya esnaf kültürünün devam etmesi gibi farklı, ve her biri nostaljik, nedenler yer alıyor. Hatta evleri, kafeleri, insanları bile daha bir mütevazi sanki.

Peki bu sempatik mahalleye gitmişken güzelce gezmek için neler yapmalı?

1-     Kuzguncuk aşırı büyük bir yer değil, Boğaz’a açılan İcadiye Caddesi üzerinde dolanıp mahallenin sempatik sokaklarını keşfedebilirsiniz.

2-  Rum Ortodoks Kilisesi, çan kulesi ile çok güzel. Eğer kapıları açıksa, kısa bir mola verip dilek tutabilirsiniz.

3-     Tarihi Kuzguncuk evleri ile güzel bir fotoğraf karesi arıyorsanız, Simitçi Tahir Sokak’taki birbirinden güzel, yan yana renkli ahşap köşkleri atlamak olmaz.

4-      Bu evlerin karşısında geniş, yeşil bir alan dikkatinizi çekecek; işte burası Kuzguncuk Bostanı! Avrupa’da ve Amerika’da hızla yükselen “urban farming” konsepti, yüzyıllardan beri İstanbul’da “bostan” ismiyle varolan bir konsept ve İstanbul şehir kültürünün bir parçası olan bostancılık geleneğinin burada yaşatılması ve geleceğe aktarılması gerçekten güzel. Her gidişimde tıklım tıklım doluydu.

5-      Kuzguncuk Çınaraltı Kahvesi’ne doğru Boğaz’a uzanan İcadiye Caddesi boyunca yürüseniz Kuzguncuk hakkında baya bir fikir edinebilirsiniz, zira mahallenin kalbinin attığı cadde burası. Sıra sıra kafelerden gözünüze kestirdiğinizde güzel bir kahve molası verebilirsiniz. Gözüme kestirdiklerim arasında Galette ve Instagramlık duvarı ile La Mekan var; ama Nail Kitabevi & Cafe tarihi binası ile aralarından sıyrılıyor. Burada oturmasanız bile güzel bir fotoğraf karesi çıkarabilirsiniz. 🙂

6-      Kuzguncuk’ta ayrıca bir sürü güzel sanat galerisi de bulunuyor! Bunlardan en dikkat çekeni Mona Art Gallery. Gündüzleri açık olan galeride Devrim Erbil, Taner Yılmaz, Fikret Otyam gibi isimlerin eserlerini bulabilirsiniz.

7-      Kuzguncuk Balıkçısı, yukarıdan ışık vuruyormuş gibi gözüken sarı boyalı duvarı ile oldukça Instagram dostu fotoğraflar sunsa da benim kalbim Boğaz’ın hemen yanındaki yeri ile İsmet Baba’dan yana. Mahallenin en uzun süredir devam eden işletmelerinden olan İsmet Baba, tam anlamıyla bir aile işletmesi ve burada artık unutulmaya başlamış tanıdık bir his yakalayacak sizi. Birbirinden lezzetli mezeleri ve balıkları ile güzel bir öğlen veya akşam yemeğiniz garanti diyebilirim. Ayrıca Boğaz ile içiçe manzarasından bahsetmiyorum bile! Burada, yandaki Kuzguncuk İskelesi’ne tünemiş kocaman bir balıkçıl kuşu ile yemek yemişliğimiz bile var. : ) Gitmişken meşhur böreklerinden yemeyi unutmayın.

8-      Eğer canınız balık çekmiyorsa Nail Kitabevi’nin hemen karşısındaki, yine tarihi bir bina içinde sempatik Corvino olabilir. Burada, özellikle kışın, sıcak ve sempatik bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.

9-      Biraz Boğaz’a karşı keyif yapmak istiyorsanız İsmet Baba ve Çınaraltı Kahvesi’nin yanındaki parkta yer alan banklara veya taburelere kurulup Boğaz’a karşı çay keyfi yapıp, serin Boğaz havasını içinize doya doya çekebilirsiniz. Belki şanslı olursanız baharda yunusları da görebilirsiniz. : )

10-      Kuzguncuk’tan ayrılmadan önce hemen Kuzguncuk Çınaraltı Kahvesi’nin karşı köşesindeki Dilim Pastanesi’nden evinize birbirinden lezzetli tatlılardan almayı da unutmayın. : )

İstanbul’un hızla değişirken Kuzguncuk’un bu nispeten korunmuş ve sessiz sakin halini görmek ve eski İstanbul’u anımsamak çok güzel. Umarım hiç bozulmadan dokusunu korumaya devam eder!