Seyahat Yunanistan

Tempo Travel yazım: 48 Saatte Atina

Komşudan selamlar! Canlı sokakları, enerjik insanları, bize benzer kültürü ve enfes yemekleri ile Atina harika bir hafta sonu rotası. Haydi, yola çıkalım!

1. GÜN

09.00 “Merhaba”mız pancake ile…

Atina’ya tatlı bir başlangıç yapalım mı? İstikamet, şehir merkezindeki Estrella. Yumuşacık, kat kat orman meyveli ve beyaz çikolatalı pancake’lerini tattıktan sonra, sırf burası için tekrar ve tekrar Atina’ya gelmek isteyebilirsiniz. Pancake ile aranız yoksa da seçenek bol. Romvis 24A

10.00 Hemen Akropolis’e!

Atina’yı keşfetmeye, şehrin pek çok noktasından görünen Akropolis ile başlayalım. Yazın güneşten, kışın da kalabalık tur gruplarından sakınmak için sabah saatlerini tercih etmek mantıklı. Akropolis’in bulunduğu kayalık tepe, Neolitik çağdan itibaren kullanılmış. Bugün gördüğümüz, tanrıça Athena’ya adanmış Akropolis kompleksi ise İÖ 5’inci yüzyılda, yani kentin altın çağında yapılmış. Yunanca “akro” (yüksek) ve “polis” (şehir) kelimelerinin birleşiminden meydana gelen “yüksekteki şehir”, kenti ayaklarınızın altına seriyor. Kompleksin içinde ünlü Parthenon’un yanı sıra farklı tapınaklar ve bir de amfiteatr bulunuyor.

12.30 Akropolis Müzesi’ni turlayalım

Akropolis’te rahatlıkla birkaç saat geçirebilirsiniz, ama buraya dair daha fazla bilgi edinmek ve muhteşem antik koleksiyonu görmek için çıkışta Akropolis Müzesi’ne gitmelisiniz. Parthenon’un 300 metre kadar aşağısındaki müzeye kalıntıların arasından yürüyerek, ya da taksiyle 5 dakikada inebilirsiniz. Müzenin beyaz ve cam hâkimiyetindeki modern mimarisinin antik şaheserlerle uyumu da görülmeye değer. Kafesinde soluklanın.
15 Dionysiou, Areopagitou Sok.

14.00 En canlı meydan

Sırada şehrin gece gündüz hareketli ana meydanlarından Monastiraki var. Meydandaki kubbeli yapı, bir zamanların Dizdar Ağa, diğer ismiyle Cizderiye Camii’si. 1759’da inşa edilen, 1834’te Yunanistan’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle ibadethane fonksiyonunu kaybeden (ve minaresi yıkılan) cami, günümüzde Yunan Halk Sanatı Müzesi’nin kullanımında sergiler için açılıyor. Hemen arkasında ise 2’nci yüzyıldan kalma Hadrian Kütüphanesi kalıntıları bulunuyor.

14.30 Karaman Rumlarıyla beraber

Bir zamanların harap ve unutulmuş mahallesi Psiri artık canlı bir bölge. Bu mahalledeki Ta Karamanlidika da Karaman Rumlarının açtığı bir lokanta. Atina’nın orta yerinde sucuklu yumurta, paçanga böreği sipariş ediyorsunuz. Eskiden Kayseri ve Karaman civarında yaşayan, anadili Türkçe olan, ama Türkçeyi Yunan harfleriyle yazan bu Hıristiyan toplumu, mübadele sonucu Yunanistan’a gitmiş (Bugün bile Karaman civarındaki kilise ve yapılarındaki Karamanlıca (Karamaniyan) yazılar okunuyor). Psiri’deki bu küçük restoranda, bu unutulmuş toplumun hikâyesine kapı aralayabilirsiniz.
Sokratous 1

15.30 Yunan adasındaymış gibi…

Sırada, Atina’nın en güzel bölgelerinden Anafiotika var. Plaka mahallesinin Akropolis’e çıkan sokaklarının oluşturduğu bölge ismini, Anafi Adası’ndan göç edenlerden alıyor. Ruhunu da bu göçmenlere borçlu olsa gerek; tıpkı bir Yunan adasındaymış gibisiniz. Beyaz badanalı az katlı evler, daracık sokaklar, merdivenler ve renkli kapıları ile en fotojenik Atina’lılardan!

16.30 Yiasemi’de kahve molası

Yakınlardaki Yiasemi’de bir kahve molası daha? Plaka’nın Akropolis’e çıkan ünlü taş basamaklı yokuşunda, eski usul bir Yunan kahvesi. Hava sıcaksa, sandalyeler sokağa taşıyor.
Mnisikleous 23

17.30 Plaka sokaklarında

Ve sırada Atina’nın en turistik noktası var. Plaka, beyazın hâkim olduğu bina ve sokakları, hediyelik eşya dükkânları ve sokaklara masa atan restoranlarıyla bir sahil kasabası çarşısını andırıyor. Bu curcuna size göre değilse bile O Gegone Gegone gibi zevkli ve özgün duraklar da yok değil. Plaka’dan, Brettos’a uğramadan ayrılmayın. Burası, sakızlıdan kavunluya yüzlerce çeşit likörün bulunduğu, renk renk şişelerin dizildiği 100 küsur yıllık bir bar ve tam Instagramlık!
Adrianou 105 – Kidathineon 41

19.00 Gündelik hayat

Turistik merkezden uzaklaşıp Atinalıların hayatına dalmak için adresiniz Ermou Caddesi. Canınız tatlı çekiyorsa yakınlarındaki Lukumades’de hızlı bir kaçamak mümkün. Burası, içi dolgulu lokma trendinin öncülerinden. Özellikle sakızlı krema dolgulu lokmaları çok lezzetli! (Aiolou 21). Cadde yakınlarındaki Aya İrini (Agia Eirini) Kilisesi civarında bulunan Limpona, Aeolou ve Kolokotroni de kafe, restoran ve barlarla dolu. Akşam yemeği için School Pizza Bar, Throubi ve La Maison du Grec güzel seçenekler, ama klasik lezzetler için sizi Monastiraki yakınındaki O Thanasis’te Yunan kebabı souvlaki ile tanıştıralım (Mitropoleos 69).

21.00 Kokteyl barlarını keşif

Eğer Monastiraki’ye gitmediyseniz, yemekten sonra da aynı bölgede kalıp şehrin çeşit çeşit kokteyl barını keşfetmenizi öneriyorum. Mesela şık ortamıyla Bartesera, daha cool olan The Bank Job ve yıl boyu Noel temalı dekorasyonu ile en ilginç barlardan Noel. Bu bölgeye yakın The Clumsies ve Six Dogs ise şehrin en namlıları.

2. GÜN

10.00 Havalı mahallede kahvaltı

Şehrin havasına girdik madem, ikinci güne Nişantaşı’nı andıran Kolonaki’de başlayalım. Sokak aralarındaki konsept mağazalara, sanat galerilerine girip çıkmak çok zevkli. Trafiğe kapalı Tsakalof Sokak’ın kafeleri, özellikle de 1 numaradaki Da Capo ve 5 numaradaki T5, kahvaltı için iyi seçenekler olabilir.

11.00 Kolonaki’de dolanmak

Kahvaltıdan sonra Kolonaki’de minik bir alışveriş turuna çıkabilir veya ilgi alanınıza göre onlarca müzeden birini gezebilirsiniz: Kostüm Tarihi Müzesi, Teknoloji Müzesi, Kiklad Sanat Müzesi, İslam Sanatı Müzesi… Keşfetmesi keyifli bir müze de Antonis Benakis’in Yakın Doğu eserlerinin sergilendiği Benaki Müzesi.
Koumpari 1

12.00 Nümizmatik Müzesi’nde mola

Nümizmatik Müzesi’nin bahçesi Atina içinde saklı bir vaha gibi. Özellikle ilkbaharda, portakal ağaçlarının mis gibi kokuları altında burada buz gibi bir frappe içmek muhteşem. Sikkelerle ilgili bilgiler de bonus’unuz! Eleftheriou Venizelou 12

13.00 Neoklasik güzellere selam

Öğle yemeği için Omonia metro durağına doğru ilerlerken, sağdaki büyük yapılar dikkatinizi çekecek. Atina Üniversitesi ve Milli Kütüphane, Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra artan neoklasik akımın iki güzel temsilcisi.

13.30 Salaş ve leziz!

Omonia’daki I Kriti, Girit mutfağından muhteşem lezzetler çıkaran ve nispeten yerel halkın tercih ettiği gösterişsiz bir yerel lokanta. I Kriti için önden rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Kalamar tava, caciki, kabak kızartma gibi klasiklerin ötesinde, Girit lezzetlerine de dalın. Rezeneli sardalya dolması, beyaz peynir dolgulu kızarmış zeytin, pırasalı ve rezenli börek, kalamar dolması enfesti.
Veranzerou 5

15.00 Şehrin en iyi kahvecisi

Hazır Omonia’dayken şehrin en iyi yeni nesil kahvecilerinden Taf Coffee’den, ister kendinize, ister hediye olarak bir paket kahve almak iyi bir fikir.
Emmanouil Benaki 7

15.30 Exarchia’da graffiti avı

Şehrin klasik rotasının dışına çıkmak isterseniz, graffiti ve duvar resimleriyle kaplı, anarşist ruhuyla öne çıkan Exarchia bölgesini keşfetmelisiniz. Kimi turistik rehberlerde “tehlikeli” olduğundan söz edilse de, günümüzde sokak sanatı, plakçıları, kitapçıları ve kafeleriyle popülaritesi artıyor. Mahallenin an meydanındaki 1930’larda yapılan “mavi bina”da vaktiyle pek yüzyılda başlanan tapınağın inşaatını İS 131 yılında Roma imparatoru Hadrian bitirmiş. Kenarından vızır vızır otomobiller geçen mermerden Hadrian Kemeri de çok yakınlarda.

18.30 Olmazsa olmaz: Teras barlar

Atina klasiklerinden biri de Akropolis’e bakan teras barlarda bir şeyler içmek. Benim favorim ise A for Athens. Ambiansı daha güzel, daha şık ve iyi kokteyl yapan yerlere gittim, ama buranın manzarası apayrı. Monastiraki Meydanı’na tepeden bakıyor ve arkada tüm heybetiyle Akropolis’i görebiliyorsunuz. Buraya akşamüstü gidip şehri hem günbatımı pembesinde hem de gece ışıkları içinde görmek lazım.
Miaouli 2

20.00 Veda vakti

Atina’da son akşamda ne yapmalı? Muhteşem bir şehir ve ışıklar içinde Akropolis manzarası sunan Orizontes Lycabettus ve Sense Restaurant beş yıldızlı seçenekler. “Atina’ya kadar geldik, bir Yunan tavernasına gidelim” diyorsanız o zaman sizi Plaka merdivenlerindeki turistik, ama keyifli mekânlara alalım. Sokaklara taşan masalar, tıklım tıklım kalabalık ile evde gibi hissedeceksiniz. Yia mas! (Şerefe!)

Tempo Travel Kış 2020 sayısında yayımlanmıştır.

Tempo Travel yazım: 48 Saatte Atina&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: