Reşitpaşa’da bir şeyler oluyor! 

Siz de Reşitpaşa ismini daha sık duyar oldunuz mu? Bu yıl, söyle Eylül-Ekim’den beri, Reşitpaşa konusunda hayretler içindeyim. Art arda açılan yerlerin ve bu mekanların artan popülaritesi fark edilmeyecek gibi değil artık. Son iki aydır gittim gideceğim derken sonunda geçen hafta keşif yapabildik.

Reşitpaşa’daki her bir mekanın öne çıktığı farklı özellikler var ve hepsinin ortak özelliği sıradan olmamaları. Hatta düşünüyorum da hiçbiri icin “X yer Nişantaşı’nda Y’ye benziyor” veya “Karaköy’deki Z gibi” türünden bir durum yok. Her biri menüleri ile çok unique. Öne çıkan yerler olan Havan’dan by Beff Gourmet, Melez Tea Lab, Aman da Bravo, Mittag ve Semeni’yi aşağıda yazdım ama yakında bu listeye yenilerinin ekleneceği aşikar duruyor. Farklı menüleriyle öne çıkan restoranlara ek olarak ayrıca ilginç tasarım dekorasyon mağazaları da mevcut. Hatta Alara Koçibey’in mağazası Three Homes da burada.

Reşitpaşa’yı ikiye ayırabiliriz: ilki biraz daha Emirgan/Boyacıköy’ün üstü gibi tanımlayabileceğimiz ve Havan’dan ile Aman da Bravo’nun bulunduğu taraf, diğeri ise Borsa Istanbul’un biraz aşağısı gibi düşünebileceğiniz, Melez Tea ve Mittag’in konuşlandığı bölge.

Gelelim mekanlara:

Havan’dan by Beff Gourmet

Ben buraya ba-yıl-dım. Aslında bu yazıyı tamamen Havan’dan üzerine bile yazabilirdim!

Burası tam anlamıyla bir aile işletmesi. Kısaca, Uzunyol ailesinin açtığı ve günlük olarak menüsü değişen bir mahalle restoranı denebilir. Aile boyu herkes bir ucundan dokunuyor ve ortaya çok samimi bir restoran çıkmış. Nasıl anlatsam bilemedim ama özlediğim tarz mekanlardan birini bulmak beni çok mutlu etti.

Benim gözüm uzun süredir buranın tatlılarındaydı. Tatlı menüsü günlük değişse de bazı sabit lezzetler var. Mesela cinnamon roll, kireçte kabak tatlısı ve beyaz çikolatalı brownie. Biz o günkü menüde yer alan Ferrero Rocher’li cheesecake’ten yedik ve bayıldık.

Yemek menüsü ise daha çok ev yemekleri tadında; balkabağı çorbası, fırında kabak mücver, nohutlu ıspanak salatası gibi lezzetler var. Şu anda en fenomen yemekleri ise yalnızca Cumartesi günleri servis edilen Kaburga Burger. Bu gidişimde deneyemedim ama bir sonraki sefer siparişim şimdiden belli. 🙂 Biz çok aç olmadığımız için pırasalı Boşnak böreğinden yedik ve bayıldık! Ayrıca kestaneli lahana sarmayı da denedik ama ekstra bir olayı yoktu. Buradaki her şey lezzet patlaması olmayabilir ama günün sonunda keyifle ayrılıyorsunuz, önemli olan da bu sanırım.

Dekorasyonu da çok sempatik. Tablolar, duvardaki tabaklar, buzdolabı, rafları ile kendine has bir yer. “Havan’dan” ismine uygun olarak mesela masadaki peçetelik mermer bir havan veya hesap bir havan içinde geliyor. Bu arada mutfakta da kullandıkları manda yoğurdu, burrata, mozzarella peyniri gibi süt ürünlerinden satın alabiliyorsunuz, aklınızda olsun. Burası ile ilgili tek negatif yorumum ise kahveleri: Nespresso kahve yerine güzel bir kahve makinesinden çıkmış taze kahveyi tercih ederdim.

Bir Cumartesi gününüze sıcaklık ve keyif katmak istiyorsanız burayı planınıza ekleyin. Ve gitmeden önce Instagram hesaplarından paylaştıkları günlük menüye göz atmayı unutmayın. 🙂

Havan’da son bir aydır aşırı popüler olmuş durumda, bu yüzden gittiğinizde sıra beklemeyi göze alın. Biz oradayken Sarp Yaman, Cihan Şensözlü, İbrahim Büyükak’ı görmek beni baya şaşırttı, bu kadar popülerleştiğini tahmin etmemiştim. Yakın zamanda burası kulaktan kulağa yayılmaya daha devam edeceğe benziyor.

Not: Her gün yalnızca 19.00’a kadar açık, Pazar günleri ise kapalı.

Melez Tea Lab

Burası aylardır benim en merak ettiğim yerlerdendi. İlk olarak Instagram’da karşıma çıkmıştı ve hayran kaldım. Özenli ve detaylı paketlemeleri ve genel olarak yarattıkları konsept yurtdışındaki muadillerinden bile başarılı. Birkaç aydır nasıl başarılı bir şekilde geliştiklerine Instagram üzerinden şahit oluyorum. Şu anda; Four Seasons’dan İstinyePark Masa’ya, Eataly’ye kadar birçok yerde Melez Tea’nın çaylarını içebiliyorsunuz. Melez Tea, çok özenli ve şık paketlemeleri ile gerçekten başarıyı hak ediyor.

Reşitpaşa’daki bu dükkan ise yavaş yavaş gelişen Melez Tea markasının “üssü” denebilir. İçerisi çok modern ve ferah tasarlanmış, huzur veren bir ortamı var. Buradan isterseniz çayınızı alıp çıkabilir veya oturup güzel bir tadım yapabilirsiniz. Ayrıca çay kültürü üzerine atölye çalışmaları da oluyor, mesela “Matcha nasıl yapılır” gibi farklı konular.

Fakat Havandan’daki muhteşem ilgi üzerine burada büyük hayal kırıklığı yaşadık. Biz oradayken şansımıza Ayşe Tolga da oradaydı ve dükkandaki yetkililer Ayşe Tolga’nın etrafında dönmekten bizimle ilgilenmediler bile. Herhangi bir ünlü görünce etraftaki diğer insanların unutulması gibi bir olayın burada yaşanması gözümdeki olumlu izlenimimi bitirdi ve baya şaşırdım, böyle bir yerden beklemezdim.

Çaylarına gelecek olursak, chai latte tadı veren tarçınlı ve kakuleli çayları ve iced tea yapmaya uygun çilekli naneli çayları çok güzel. Merak ediyorsanız uğrayın ama Melez Tea’yi denemek isterseniz ürünlerinin servis edildiği bir yere gitmek; hem ilgi-alaka, hem de lokasyondan dolayı daha doğru bir tercih olabilir.

Raf

Bulunduğu sokak üzerinde bir anda dikkatinizi çekiyor. Girişi ve içerisi ile çok özenli bir yer ve bu özeni yemeklerine de yansıtmaya çalışmışlar. Ön plana çıktığı nokta: ürünlerinde hiçbir katkı malzemesi kullanmamaları ve de ekşi mayalı ekmek çeşitleri!

Dışardan keyifli bir patisserie gibi dursa da aslında günlük yemekler ve zeytinyağlı mezeler de servis ediyorlar. Biz gittiğimizde içeride kimse yoktu, o yüzden bende bilgisayarımı alıp bir şeyler çalışıp günü orada geçirme hissi uyandırdı. O civarlarda oturanlara arada arkadaşlarıyla buluşmak için bir alternatif olabilir. Onun dışında ekmek haricinde bir daha ziyaret etmek için fazla nedenim de yok 🙂

Aman da Bravo; 2014’ün sonlarına doğru açıldı ve buranın en eskilerinden. Yalnızca 12-17 arası servis yapıyormuş, bu açıdan civarda çalışanlar sanırım çok şanslı. Yolculuk Terapisi’nin yazısını ve fotoğraflarını görünce bir sonraki ziyaretim için burayı listeye eklemeye karar verdim! Hem ambiyansı hem de yemekleri çok güzel gözüküyor!

Semeni; ise belki herkese Aman da Bravo kadar “havalı” gelmeyebilir ama farklı kültürlere, özellikle Doğu kültürlerine ve mutfaklarına meraklı kişiler için İstanbul’da mini bir vaha olduğu aşikar. Burası, Iğdırlı Azeri asıllı bir ailenin kurduğu kendine has bir restoran. Menüsünde omaç aşı, taş köfte, kazmaklı pilav gibi farklı yöresel lezzetler var. “Bu yemekler de neymiş” deyip internette açıklamalarını okumak, üstüne fotoğraflarını görmek merakımı yükseltmeye yetti de arttı. Iğdır’ın konumu nedeniyle buranın mutfağı İran, Ermeni ve Azeri mutfaklarının bir karışımıymış. Zaten, kültürel çeşitliliğin mutfağa yansıması beni her zaman hayran bırakıyor. Burayı da Aman da Bravo ile beraber, hatta onun da üstüne koyarak “keşfedilmesi gerekenler” listemin başına ekliyorum.

Semeni ve Aman da Bravo’ya henüz gitme fırsatım olmadı ama okuduğum muhteşem yorumlar ile değerlendirmenizi tavsiye ediyorum.

Mittag

Burası da Reşitpaşa’nın yenilerinden. Reşitpaşa’nın yazılı olmayan kuralı gibi burada da günün menüsü var ve her gün değişiyor. Siyez bulgurlu etli pırasa dolması, ıspanak dolgulu et köftesi, chilli ve zencefilli fırın levrek gibi her yerde rastlayamayacağınız farklı lezzetler var. Dekorasyonu oldukça sade. Aslında mekan olarak çok güzel fakat konum olarak Havan’dan veya Aman da Bravo’ya göre biraz daha zor bir yerde bulunuyor. Pazarları brunch için farklı bir alternatif denemek istiyorsanız değerlendirilebilir.

Reşitpaşa’dan havadisler şimdilik bu kadar. Bir zamanlar nasıl Bej ve Karabatak Karaköy’e ilk çıkarmayı yapmıştı, buna benzer bir şekilde şu an burada bulunan mekanlar Reşitpaşa’da açılacak yeni yerlerin öncüsü mü merak ediyorum. Ayrıca Karaköy, Moda gibi bir alışkanlığa dönüşecek mi yoksa geçici bir heves mi o da ayrı bir merak konusu. Ama şu an gördüğüm bir şey var ki: “more to come”. Önümüzdeki 1-2 yıl Reşitpaşa’dan yeni mekan haberleri almaya devam edeceğimize eminim.

Bunlar da ilginizi çekebilir:
Bu Kış İstanbul’da Gidilecek 4 Semt 
Balat: Yeni Karaköy Olur Mu?
İstanbul’da Güzel Kokteyl İçebileceğiniz 9 Yer