İstanbul’a yakın gidilecek yerler dediğimiz zaman aklıma hep klasik yerler gelirdi; Ağva, Sapanca, Trilye misali. Fakat aslında 3-4 saatlik bir araba yolculuğunu göze aldıktan sonra İstanbul yakınlarında o kadar güzel yerler var ki! Bunu fark etmem için bir haftasonu çok sevdiğim bir arkadaşımın kınası için kendimizi Safranbolu’da bulmamız gerekti. 🙂
Safranbolu’ya yıllar once lisedeyken gitmiştim ve o zaman da evleri, sokakları ile koruduğu o tarihi havaya bayılmıştım. Bu gidişimde yine hayran kaldım, çünkü Safranbolu eksiksiz korunmuş hali ile insanı başka bir havaya sokuyor, çok etkileyici bir yer.

Safranbolu’ya biraz zorlasanız günübirlik dahi gidebilirsiniz ama en ideali bir gece kalacak şekilde iki gün geçirmek. Zaten burada bir gün geçirip dönmek istemeyeceğinizi düşünüyorum. Kasaba, akşamları ışıkları ile ayrı büyüleyici bir hava veriyor.
Burada iki gün içinde neler yapabiliriz derseniz, buyrun size 7 tavsiyem:
– Gittiğiniz gibi Safranbolu’nun merkezindeki Arasta Çarşısı’nda dolaşın ve Boncuk Cafe’de oturup kömürde yapılan ve şerbet ile ikram edilen meşhur Türk kahvesinden için.
– Safranbolu’nun meşhur lokumlarından tadın! Ve de yanınızda götürmek üzere bol bol depolayın (tadı hala damağımda!)

– Hıdırlık Tepesi’nden panoramik olarak Safranbolu’yu ve konaklarını izleyin ve nasıl bu kadar güzel korunduğuna bir kez daha hayret edin. Burası Osmanlı döneminde kervanların geçtiği bir kasaba olduğu ve İpek Yolu üzerinde bulunduğu için bir zamanlar ticari olarak çok faalmiş bu nedenle İstanbul ve saray ile çok içli dişli olduğundan diğer birçok Anadolu kasabasına göre çok daha gelişmis bir yer; çok sayıda görkemli konağın nedeni de aslında bu.

– Turing’in Havuzlu Asmazlar Konağı’na gidin. Konağın içinde yer alan havuzun başında oturup muhteşem servisi ile Türk kahvesi içmek başlı başına bir meditasyon olabilir. Konağın bahçesi de ayrıca çok keyifli. Burada otururken Turing ve Çelik Gülersoy’un emeklerini bir kez daha takdir etmek lazım (keşke böyle daha çok insan yetişse!)

– Akşam kalırsanız gece Safranbolu’nun merkezindeki Arasna Bar’daki canlı müziğe gidebilirsiniz. İçerisi mahzen havasında, küçük bir yer ama canlı müzik ile akşam vakit geçirmek için güzel bir alternatifiniz olur.
– İkinci gününüzde Safranbolu yakınlarında yer alan Yörük Köyü’nü ziyaret edebilirsiniz. (sadece 11 km. uzaklıkta) Safranbolu’ya benzer bir mimaride olan bu köyün Safranbolu’dan asıl farkı ticari binalar, dükkanlar vs. yerine yalnızca evlerden oluşması. Köy deyince kafanızda canlanabilecek görüntünün aksine buradaki evlerin her biri birer konak niteliğinde ve de oldukça iyi korunmuşlar. Sokaklarında dolanıp, zamanında var olan komşuluk ve aile ilişkilerini binalardaki izleri (mesela kapı kilitleri gibi) üzerinden görmek açısından güzel bir yer. Ayrıca köyün meydanındaki gözlemecide gözleme yiyip ayran içmek için bile gidilir! 🙂
Bu arada Leyla Gencer’in babası da bu köydenmiş hatta köyde Leyla Gencer anısına dikilmiş bir heykel var.

– Ayrıca ikinci gününüzde Safranbolu’ya çok yakın olan Karadeniz kıyısındaki Amasra’ya gidip güzel bir balık yemeği yiyebilirsiniz.
Bonus: Bizim vaktimiz olmadı ama iki diğer alternatif olarak yakınlarda bulunan hamamı ile meşhur olan Bulak Köyü’ne gidebilirsiniz. Osmanlı döneminde saraydaki cariyeler yaşlandığında bu köye yollanırmış, bu yüzden bu köyün yerlisi bir zamanlar hep eski saraylılarmış. Ayrıca bu köye yakın olarak meraklıları için Mencilis Mağaraları bulunuyor. Bir diğer alternatif aktivite ise yakınlardaki İncekaya Kanyonu’na gitmek olabilir, kanyonun ucunda 80 metre yükseklikte yapılan ve kanyona kuş bakışı bakmanızı saglayan seyir terası Cam Teras’tan manzaranın çok etkileyici olduğunu söylüyorlar.

Konaklama:
- Biz Zalifre Hotel’de konakladık, Safranbolu’nun yeni merkezinde tarihi görünümlü bir binada temiz, güzel bir otel. Yakınında ayrıca bir konak içinde hizmet veren Zalifre Konak var, bahçesinde kahvaltı yapmak çok keyifli.
- Eğer bir konakta kalmak istiyorsanız Safranbolu’da bulunan birçok konaktan en güzeli Safranbolulu arkadaşımızın önerisine göre Paçacıoğlu Konağı’ymış, aklınızda olsun.
Dediğim gibi İstanbul’a yalnızca 3-4 saat uzaklıktaki Safranbolu’yu eğer henüz görmediyseniz kesinlikle görmeniz gereken bir yer, hem de farklı bir haftasonu geçirmiş olursunuz. Hem geçmişi ile Türkiye’nin tarihi hakkında fikir veren bir yer hem de evleri ve tarihi dokusu ile Türkiye’deki UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ndeki yerlerden biri.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Haftasonu kaçamağı olarak Trakya bağları
48 Saatte Urla
Günün her saati değişen bir havası bir Safranbolu’nun.Sadece Safranbolu değil Karabük’te gidilecek gezilecek yerler hakkında güzel bir gezi yazısı olmuş.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim 🙂
BeğenBeğen