Trakya bağları, blogdaki ilk yazılarımdan biriydi ve hala en çok okunan yazılarımın başında geliyor. O zamandan dört sene sonra günümüze geldiğimizde Barbare Bağları’nın popüleritesi ortada. Neredeyse her haftasonu başka bir arkadaşımın Instagram Story’lerinde görüyorum. Zaten Barbare Bağları da 2015’te birkaç odadan ibaret butik otelini büyütmeye başlamış, bu sene Kasım ayında gittiğimde hummalı çalışmalar vardı.
Evet bu sene Kasım’da Trakya Bağları’na tekrar bir ziyaret yaptım! 2015’te gittiğimde yalnızca Barbare Bağları’na uğrayabilmiştik ve Trakya Bağ Rotası hakkında araştırdıkça bölgedeki diğer bağları da keşfetmek için sabırsızlandığımı hatırlıyorum. Neyse ki bu sene hem yeniden Barbare Bağları’nı ziyaret etme hem de bölgedeki Umurbey, Barel ve Chateux Nuzun gibi diğer bağ evlerini de gezme fırsatım oldu! İstanbul’a yakın mesafede böyle birbirinden iyi yerel üreticilerin olması muhteşem.
Trakya Bağları, İstanbul’dan yalnızca iki saat uzaklıkta olmasıyla, günübirlik bir kaçamak veya kısa bir haftasonu tatili için çok ideal. Zaten son zamanlarda özellikle Barbare’de doğumgünü haftasonları, bekarlığa veda kutlamaları vs gibi çok fazla fotoğraf görüyorum.
Benim tavsiyem bölgedeki bu dört bağın ortasında yer alan Ramada Tekirdağ’da konaklayıp gündüzleri kendi kafanıza göre bu bağları gezmek, tadım yapmak, dilerseniz yemek yemek!
Gelelim bu birbirinden güzel dört bağevine:
Barbare Bağları: Bölgedeki bu tür etkinlikler için en uygun olan yer hala Barbare Bağları. Çoğunuzun Instagram’dan aşina olduğu, bağlara bakan şarap fıçılı terası ile hem çok fotojenik hem de genel olarak daha uzun vakit geçirmeye müsait, keyifli bir yer. Ayrıca kışın şömine başında keyif de yapabilirsiniz!

Barbare Bağları’nın haftasonu kalış fiyatı kişi başı 600 TL ve bunun içinde bir gece konaklama, öğlen akşam yemeği ve sınırsız şarap dahil. Barbare’nin her şeyi çok keyifli ama ne yazık ki böyle şarap rotası gibi bir yer için yemekleri bir tık sınıfta kalıyor. Tekirdağ köftesi, çorba ve salatadan oluşan menü buradan bir Toskana yaratmaya uygun mu biraz meçhul. En orijinal yemek kendi asma yapraklarından hazırlanan yaprak sarmaları. Yine de terası ve bağları ile en keyifli nokta burası.
Umurbey Bağları: Barbare’den yalnızca 15 dakika uzaklıktaki Umurbey’de Barbare’de olduğu gibi konaklama imkanı yok ama buraya tadım için gelerek Trakya üzümlerini ve şaraplarını daha yakından tanıyabilirsiniz. Umurbey Bağları’nın temelleri, bu yörede tarımla uğraşan bir aileden gelen Umur Arıner tarafından 1993’te atılmış ve 1997’den beri de üretimlerine devam ediyorlar. Böylece bölgedeki en eski bağ evlerinden birisi Umurbey. Burada bu bağevinin en başarılı ürünü olan Sauvignon Blanc’ı kesinlikle denemenizi tavsiye ediyorum. Ayrıca elinize kadehinizi alıp önünde fotoğraf çektirmelik, oldukça güzel bir taş binası bulunuyor.
Bu arada Tekirdağ merkezde de Umurbey Wine House isimli bir şarap evi de var. Burada da şarküteri tabakları eşliğinde Umurbey’in ürünlerini tadabilirsiniz. Hatta bazı akşamlar canlı müzik de oluyormuş!

Chateaux Nuzun: Girişimci bir çiftin sıfırdan kurduğu Chateuax Nuzun, tam bir emek eseri. Amerika’dan 2006 yılında Türkiye’ye dönüş yapan Necdet-Nazan Uzun çifti sıfırdan başlayarak 146 dekar araziye gezdiğimiz bağları ekiyorlar. 2008’den beri de Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah ve Pinot Noir üretimi yapıyorlar. Nazan Hanım’ın bizzat gezdirdiği bağlar, biraz tepedeki konumu ile, uçsuz bucaksız ve çok görkemli görünüyorlar. Chateaux Nuzun’da da konaklama imkanı yok ama bölgedeki bağları keşfetmek için güzel bir durak.

Barel Bağ Evi: Barbare’den sonra bölgedeki bir diğer Instagramlık nokta ise kesinlikle Barel Bağ Evi! Özellikle bağların ortasındaki, ağaçlarla çevrili bahçesinde ilkbahar aylarında arkadaşlarla oturup bir şeyler içip atıştırmak oldukça keyifli olmalı. Ayrıca bahçenin birkaç köşesinde saman balyalarıyla vs. oldukça Instagramlık noktalar oluşturmuşlar. 🙂

Umurbey’de olduğu gibi, Barel Bağ Evi’ni de bu bölgede nesiller boyu tarım ile uğraşan Akın ailesi kurmuş ve bağ evinin ismine de çocukları Elif ile Barkın’ın adını vermişler. 2000 yılında bağları ekip üretilen üzümleri bölgedeki şarap üreticilerine satarak başladıkları macera, 2010 yılında Barel Vineyards’ı kurarak devam etmiş. Barkın Bey’in keyifli sohbeti ile gezdiğimiz bu bağ evi, bana en samimi ve sıcak havayı veren yer oldu. Bir daha Mayıs veya Eylül aylarında tekrar gelmek isterim doğrusu!
Ayrıca diğer gezdiğimiz bağ evlerindeki şaraplara nazaran en uygun fiyatlar buradaydı ve kırmızı şarapta lezzet olarak en çok Barel’in ürünlerini beğendim. Gunn Cabernet Sauvignon & Syrah ile Barel Syrah favorim oldu ve ikisini toplam 100 TL gibi çok uygun bir fiyata satın aldım! (Tabii Kasım’dan bu yana fiyatlar değişmiş olabilir)

Aslında Trakya Bağ Rotası’nda daha birçok nokta var ama hepsini bir haftasonuna sığdırmak imkansız! Sırada İrem Çamlıca’nın yaptığı yaratıcı etiket tasarımları ile Chamlija Bağları ve Kırklareli’deki Toskana bağ evlerini andırdığı söylenen Arcadia Bağları yer alıyor. Artık onlara da bir sonraki sefere inşallah. 🙂
“Trakya Bağ Rotası&rdquo için 1 yorum