Haftasonu kaçamağı olarak Trakya bağları

İstanbul’a sadece iki saat uzaklıkta gizli bir Toskana olduğunu biliyor muydunuz? Ben tesadüfen öğrenene kadar bilmiyordum ve oldukça şaşırdım.

2013 yılında alkollü içkilere dair tüm tanıtımların ve reklamların yasaklanması ile bildiğiniz gibi firmaların şarap tadımları yapması, kurslar açması, bağbozumu etkinlikleri gibi şeyler de yasaklandı. Trakya’daki bağ evleri ve şarap üreticileri ise bu yasanın etrafından yaratıcı bir şekilde dolanarak aslında hayırlı bir hale dönüştürmüşler. Nasıl mı? Eğer bir oteliniz varsa böyle tadımlar düzenlemenizde vs bir sorun yok diyebilirim kısaca. Bu şekilde bu küçük bağ evleri de birkaç oda ekleyerek kendilerini şartlara uydurmuşlar ama güzel bir sonuç ortaya çıkmış. Yalnızca butik otelleşmeyle kalmamışlar ve Tekirdağ, Kırklareli, Şarköy ve Gelibolu’daki üreticiler bir araya gelip “Trakya Bağ Rotası”nı oluşturmuşlar. Güzel bir plot twist olmuş yani 🙂

Trakya Bağ Rotası diye küçük bir booklet şeklinde broşür de hazırlamışlar. Tüm bu bağ evlerinde bulunuyor ve hepsi ile ilgili detaylı bilgiye yer veriyor. Güzel bir dayanışma olarak düşünüyorum ve açıkçası daha yolun başında olmasına rağmen çok güzel bir oluşum, inşallah bu proje gelişme fırsatı bulabilir.

Bu bağ evlerinden Suvla ve Chamlija gibi bazılarını duymuştum ama biz ziyaret etmek için Tekirdağ’ın biraz ilerisinde olan Barbare Bağları‘nı seçtik. Istanbul’dan arabayla sadece 1.5 saat uzaklıkta böyle başka bir dünyaya ışınlanmak çok güzel.

Barbare Bağları’nın sahibi başarılı bir işadamı ve burayı tamamen bir emeklilik projesi gibi, kar amacı gütmeden oluşturmuş. (zaten söylediğine göre yatırımın geri dönmesi için uzun yıllar gerekiyormuş, yani tamamen hobi meselesi denebilir)

İçeriye girdiğinizde girişin şık dekorasyonu dikkati çekiyor, kışın karşısına geçmelik çok güzel bir şömine var. Ayrıca bağlara bakabildiğiniz teras ve restaurant kısmından oluşan tesis aslında oldukça kompakt ama yeterli. Girdiğinizde sizi sahipleri karşılıyor ve önce şarap tadımı ile güne başlıyorsunuz. Güzel bir peynir tabağı eşliğinde 2 kırmızı 2 beyaz 1 de roze şaraplarından tadım yapıyorsunuz. Tadım yaparken masa olarak kullanılan meşe fıçılarını bu esnada fotoğraflarınıza dekor olarak kullanıp güzel fotolar çekebilirsiniz 🙂

Tadımın ardından mahzenleri ve üretim yerlerini gezdiriyorlar, hem şarabın üretimi hem de kendi bağları hakkında bilgi veriyorlar. Fransız bir uzmanla çalışıyorlarmış ve her yıl üretimi değerlendirmeye buraya geliyormuş. Şarap üretimi oldukça zahmetli ve uzun yıllar emek vermek gereken bir şey. Bu nedenle daha yolun başında olduklarından şaraplar mükemmel bir lezzette olmasa da rozelerini ve de kırmızılardan Prestige’i çok beğendim, hatta oradan dönmeden aldık. 🙂 Bu arada tamamen organik üretim yaptıklarını da not düşeyim.

Tur bittikten sonra bağların da arasında dolaşıp yemeğe geçebiliyorsunuz. Yemekten çok fazla bir beklentiniz olmasa da olur. Güzel bir çorba, salata, ev yapımı yaprak sarma (ki güzeldi), Tekirdağ köfte ve Kemalpaşa tatlısından oluşan bir menüleri var. Tekirdağ’da olduğumuz için köfteye okeyiz tabii ama şahsi görüşüm şarapla daha uyumlu bir menü oluşturulabilirmiş.

Şarap tadımı, turu ve yemek dahil bir günlük paketin fiyatı 90 TL. Sundukları hizmete göre oldukça iyi. Eğer isterseniz konaklama da yapabilirsiniz. Toplam 300 TL’ye bir gece konaklama artı sabah öğlen akşam yemeği ve sınırsız şarap dahil olduğunu düşünürsek güzel ve uygun bir deneyim. Özellikle geniş arkadaş grupları veya sevgililer için konaklamalı gitmek kesinlikle keyifli bir haftasonu rotası olacaktır. Ayrıca günübirlik olarak ailenizle, arkadaşlarınızla İstanbul’dan uzaklaşma fırsatı bulup bi anda kendinizi Toskana’da veya Bordeaux’da hayal edebilirsiniz.

Ben listeme yakın zamanda gitmek üzere diğer şarap bağlarını da koydum bile, size de tavsiye ediyorum. 🙂

Bunlar da ilginizi çekebilir:
48 Saatte Urla
Bask Bölgesi ve Gastronomi (III)

Yazıda kullanılan fotoğraflar bana aittir – instagram.com/emreonar